Hollow İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Hollow İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Hollow (çökük, oyuk, boş)

Hollow kelimesi çeşitli anlamlara gelmektedir. İşte bu kelimenin cümle içinde kullanımına örnekler:

  1. She found a hollow in the tree. (Ağacın içinde bir oyuk buldu.)
  2. The sound echoed in the hollow. (Ses çukurda yankılandı.)
  3. His cheeks looked hollow after he lost weight. (Kilo kaybettikten sonra yanakları oyuk görünüyordu.)
  4. The animal’s eyes were sunken and hollow. (Hayvanın gözleri çökük ve boştu.)
  5. The road led them through a hollow. (Yol onları bir çukurun içinden geçirdi.)
  6. The box felt hollow when I picked it up. (Kutu kaldırdığımda içi boş hissettirdi.)
  7. The old house had a hollow, eerie feeling to it. (Eski evin içinde boş, ürkütücü bir his vardı.)
  8. She hollowed out the pumpkin to make a jack-o-lantern. (Balkabağını oyarak cadılar bayramı lambası yaptı.)
  9. The singer’s voice sounded hollow in the empty auditorium. (Şarkıcının sesi boş salonda yankılandı.)
  10. The children played in the hollow of the big tree. (Çocuklar büyük ağacın çukurunda oynadılar.)
  11. The vase had a hollow center. (Vazoda boş bir merkez vardı.)
  12. The bone was hollow and filled with marrow. (Kemik boş ve ilikle doluydu.)
  13. The car’s tires made a hollow sound on the dirt road. (Arabanın lastikleri toprak yolda boş bir ses çıkardı.)
  14. The team found shelter in a hollow between two hills. (Takım iki tepe arasındaki bir çukurda barınak buldu.)
  15. The old man had a hollow, hacking cough. (Yaşlı adamın boş, öksürük sesi vardı.)
  16. The cookie was hollow inside. (Kurabiye içi boştu.)
  17. The cave was dark and hollow. (Mağara karanlık ve boştu.)
  18. The hat had a hollow crown. (Şapkanın boş bir tacı vardı.)
  19. The hollow of her neck was delicate and beautiful. (Boynunun oyuk kısmı narin ve güzeldi.)
  20. The wind whistled through the hollow of the abandoned building. (Rüzgar terkedilmiş binanın boşluğundan üflüyordu.)
  1. The acorn was hollow and had a small insect inside. (Meşe palamudu boştu ve içinde küçük bir böcek vardı.)
  2. The knight’s armor had a hollow space for the chest plate. (Şövalyenin zırhının göğüs plakası için boş bir alanı vardı.)
  3. The basketball bounced off the rim and into the hollow of the net. (Basketbol potasının çemberinden sekti ve ağın boşluğuna düştü.)
  4. The artist carved a beautiful design into the hollow of the wooden bowl. (Sanatçı ahşap kâsenin boşluğuna güzel bir desen oydu.)
  5. The abandoned factory had many hollow rooms and corridors. (Terkedilmiş fabrikada birçok boş oda ve koridor vardı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.