Rightful İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Rightful İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Rightful Nedir?

Rightful, “haklı”, “yerinde”, “doğru” anlamlarına gelen bir İngilizce sıfattır.

Örnek Cümleler:

1. The rightful owner of the property has finally regained possession. (Mülkün hak sahibi sonunda yeniden mülkiyeti kazandı.)
2. She deserves the rightful credit for all her hard work. (Tüm zorlu çalışmaları için hak ettiği kredi ona verilmelidir.)
3. The rightful heir to the throne has been revealed. (Tahtın haklı varisi ortaya çıkarıldı.)
4. The rightful place for that statue is in the museum. (O heykelin yerinde olması gereken yer müzedir.)
5. It is the rightful duty of the government to protect its citizens. (Vatandaşlarını korumak hükümetin yerinde görevlerindendir.)
6. He claimed to be the rightful owner, but could not produce any proof. (Hak sahibi olduğunu iddia etti, ancak herhangi bir kanıt sunamadı.)
7. She demanded her rightful share of the inheritance. (Mirastan hak ettiği payını talep etti.)
8. The rightful winner of the competition was announced yesterday. (Yarışmanın haklı kazananı dün açıklandı.)
9. It’s our rightful place to be here, so we won’t leave. (Burada olmak bizim yerimiz, bu yüzden ayrılmayacağız.)
10. The company has agreed to pay the employees their rightful wages. (Şirket, çalışanlarına hak ettikleri ücretleri ödemeyi kabul etti.)
11. The court ruled that the plaintiff was the rightful owner of the land. (Mahkeme davacının arazinin hak sahibi olduğuna karar verdi.)
12. The rightful king was overthrown by a military coup. (Haklı kral askeri bir darbe ile devrildi.)
13. The rightful use of this resource is for educational purposes. (Bu kaynağın doğru kullanımı eğitim amaçlıdır.)
14. The artist’s rightful place in history has finally been recognized. (Sanatçının tarihteki haklı yeri sonunda tanındı.)
15. The manager assured the employees that they would receive their rightful benefits. (Yönetici, çalışanlara hakettikleri faydaları alacaklarını garanti etti.)
16. The rightful owner of the trademark took legal action against the imitator. (Markanın hak sahibi taklitçiye karşı yasal işlem başlattı.)
17. The rightful successor to the business is the eldest son. (İşin haklı mirasçısı en büyük oğuldur.)
18. The organization fights for the rightful treatment of refugees. (Örgüt mültecilerin haklı muamelesi için mücadele eder.)
19. She felt that she had been denied her rightful place in the company. (Şirkette hakettiği yere sahip olmadığını hissetti.)
20. The rightful ruler of the kingdom has returned after years in exile. (Krallığın haklı yöneticisi sürgünde geçen yılların ard

ından geri döndü.)