Ribbon İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Ribbon İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Ribbon (Kurdela)

Ribbon kelimesi “inceden uzunca kumaş şeridi” anlamına gelir. Aşağıda, İngilizce örnek cümlelerde ribbon kelimesini kullanarak örnekler verilmiştir:

  1. I tied a ribbon around the package. (Paketin etrafına bir kurdele bağladım.)
  2. She won first prize and was awarded a blue ribbon. (İlk ödülü kazandı ve mavi bir kurdele ile ödüllendirildi.)
  3. The ribbon on her dress was a beautiful shade of blue. (Elbisesindeki kurdele güzel bir mavi renkti.)
  4. He wrapped a red ribbon around the bouquet of flowers. (Çiçek buketinin etrafına kırmızı bir kurdele sardı.)
  5. The gift was adorned with a pretty pink ribbon. (Hediye güzel bir pembe kurdele ile süslenmişti.)
  6. She tied her hair back with a ribbon. (Saçını bir kurdele ile topladı.)
  7. The award was marked with a gold ribbon. (Ödül altın bir kurdele ile işaretlendi.)
  8. The dancers twirled around the maypole with ribbons in their hands. (Dansçılar ellerinde kurdelelerle maypole çevresinde döndüler.)
  9. The ribbon was too short to tie a bow. (Kurdele bir fiyonk bağlamak için çok kısaydı.)
  10. The soldiers wore a ribbon on their uniforms to show their service. (Askerler hizmetlerini göstermek için üniformalarına bir kurdele taktılar.)
  11. The balloon was tied to the ribbon so it wouldn’t fly away. (Balon uçup gitmesin diye kurdeleye bağlandı.)
  12. She used a ribbon to mark her place in the book. (Kitapta yerini işaretlemek için bir kurdele kullandı.)
  13. The cake was decorated with a ribbon of frosting. (Kek krem şeridi ile süslendi.)
  14. The new car had a giant ribbon wrapped around it. (Yeni arabaya etrafına sarılı büyük bir kurdele bağlandı.)
  15. The little girl’s hair was adorned with colorful ribbons. (Küçük kızın saçları renkli kurdelelerle süslendi.)
  16. The winners of the race were given a ribbon to wear. (Yarışın kazananları takılacak bir kurdele aldılar.)
  17. The package was wrapped with ribbon and a bow. (Paket kurdele ve fiyonk ile sarıldı.)
  18. The ribbon on the dress matched her shoes perfectly. (Elbisedeki kurdele ayakkabılarıyla mükemmel uyum sağladı.)
  19. The wedding bouquet was tied with a delicate white ribbon. (Düğün buketi zarif beyaz bir kurdele ile bağlandı.)
  20. The cheerleaders waved their pom-poms and ribbons. (Cheerleaderlar pom-pomlarını ve kurdelelerini salladılar.)
  1. The Christmas tree was decorated with ribbons and ornaments. (Noel ağacı kurdeleler ve süslerle süslendi.)
  2. She used a ribbon to tie back the curtains. (Perdeleri toplamak için bir kurdele kullandı.)
  3. The present was wrapped in colorful paper and tied with a ribbon. (Hediye renkli kağıda sarıldı ve bir kurdele ile bağlandı.)
  4. The little girl made a ribbon wand to play with. (Küçük kız oynamak için bir kurdele değneği yaptı.)
  5. The ribbon on her hat matched her dress perfectly. (Şapkasındaki kurdele elbisesiyle mükemmel uyum sağladı.)
  6. She tied a ribbon around the tree to mark it for removal. (Ağacı kaldırmak için işaretlemek için bir kurdele bağladı.)
  7. The ribbon on the trophy was engraved with the winner’s name. (Kupadaki kurdele kazananın adıyla işlendi.)
  8. The bride’s bouquet was tied with a ribbon that matched the color of her bridesmaid’s dresses. (Gelinin buketi, nedimelerinin elbiselerinin rengine uygun bir kurdele ile bağlandı.)
  9. She added a ribbon to the end of her bookmark to make it easier to find her place in the book. (Kitapta yerini bulmayı kolaylaştırmak için yer iminin sonuna bir kurdele ekledi.)
  10. The gymnast twirled her ribbon during her performance. (Jimnastikçi performansı sırasında kurdelesini çevirdi.)

Bu örnek cümlelerde görüldüğü gibi, ribbon kelimesi çok çeşitli kullanımları olan bir kelimedir. Kurdeleler, giysiler, hediyeler, süsler, saç aksesuarları ve hatta oyunlar gibi birçok şeyin dekorasyonunda kullanılır.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.