Rib İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Rib İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Rib (Kaburga)

Rib, insan ve hayvanların gövdesinde bulunan kemiklerden her biridir. İşte, “rib” kelimesini içeren 20 örnek cümle:

  1. My favorite cut of meat is ribeye. (En sevdiğim et kesimi ribeye.)
  2. I think I broke a rib when I fell down the stairs. (Merdivenlerden düşerken bir kaburgamı kırdığımı düşünüyorum.)
  3. The chef removed the ribs from the rack of lamb. (Şef, kuzu ızgarasından kaburgaları çıkardı.)
  4. She wore a ribbed sweater to keep warm. (Isınmak için kaburga desenli bir kazak giydi.)
  5. The dog gnawed on a rib bone. (Köpek, bir kaburga kemiği üzerinde çiğnedi.)
  6. He gave her a rib-crushing hug. (Ona kaburgalarını sıkıştıran bir sarılma verdi.)
  7. The ribs of the ship were visible from the shore. (Gemideki kaburgalar kıyıdan görülebilirdi.)
  8. The doctor checked his patient’s ribs for any injuries. (Doktor, hastasının kaburgalarını herhangi bir yaralanma açısından kontrol etti.)
  9. The restaurant’s specialty was BBQ ribs. (Restoranın özel lezzeti BBQ kaburgalarıydı.)
  10. She wore a ribbon in her hair. (Saçındaki bir kurdele takmıştı.)
  11. The boat had a ribbed hull for added strength. (Tekne, ekstra dayanıklılık için kaburga desenli bir gövdeye sahipti.)
  12. He ordered a rack of ribs and a cold beer. (Kuzu kaburga ızgarası ve soğuk bir bira sipariş etti.)
  13. The ribcage protects vital organs such as the heart and lungs. (Kaburga kemiği, kalp ve akciğer gibi hayati organları korur.)
  14. She decorated the cake with a ribbon made of fondant. (Kekin üzerini fondan yapımı bir kurdele ile süsledi.)
  15. He had a tattoo of a rib cage on his chest. (Göğsünde kaburga kemiği bir dövme vardı.)
  16. The car’s ribbed tires provided better traction on wet roads. (Arabanın kaburga desenli lastikleri ıslak yollarda daha iyi çekiş sağladı.)
  17. She used a rib spreader to open up the patient’s chest during surgery. (Cerrahi sırasında, hastanın göğsünü açmak için bir kaburga açıcı kullandı.)
  18. The ship’s ribs were made of strong, durable wood. (Geminin kaburgaları sağlam ve dayanıklı bir ahşaptan yapılmıştı.)
  19. The dress had a delicate ribbon tie at the back. (Elbisenin arkasında narin bir kurdele bağı vardı.)
  20. He suffered a broken rib from the impact of the car accident. (Araba kazasının etkisiyle kırık bir kaburga yaşadı.)
  1. She felt a sharp pain in her ribs when she coughed. (Öksürdüğünde kaburgalarında keskin bir ağrı hissetti.)
  2. The ribbing on the socks kept them from sliding down. (Çorapların kaburga desenli dokuması onları kaymaktan korudu.)
  3. He barbecued a rack of ribs for the family picnic. (Aile pikniği için kuzu kaburga ızgarası yaptı.)
  4. The medieval knight wore a suit of armor with ribbed metal plates. (Orta çağ şövalyesi, kaburga desenli metal plakaları olan bir zırh giyiyordu.)
  5. She had a ribbed glass vase filled with fresh flowers on the dining table. (Yemek masasında taze çiçeklerle dolu kaburga desenli bir cam vazosu vardı.)
  6. The athlete injured his ribs during the game and had to sit out the rest of the season. (Sporcu maç sırasında kaburgalarını incitti ve sezonun geri kalanında oynayamadı.)
  7. The ribbed pattern on the sweater made it look more interesting. (Kaburga desenli kumaş kazak daha ilginç görünmesini sağladı.)
  8. The butcher trimmed the excess fat from the ribs before selling them. (Kasap, kaburgaları satmadan önce fazla yağlarını kesti.)
  9. The musician plucked the strings on the ribbed guitar. (Müzisyen, kaburga desenli gitarın tellerini çekti.)
  10. The broken rib made it difficult for him to take deep breaths. (Kırık kaburga derin nefes almalarını zorlaştırdı.)

Bu cümleler, “rib” kelimesinin çeşitli anlamlarını ve kullanımlarını göstermektedir.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.