Hissing İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Hissing Kelimesi
Hissing, sıvı veya gazların hızlı bir şekilde çıkışı sonucu oluşan şiddetli bir sesi ifade eder.
Örnek Cümleler:
- The hissing sound of the steam coming out of the kettle filled the room. (Su ısıtıcısından çıkan buharın çıkardığı hışıltı sesi odayı doldurdu.)
- The snake warned us with a loud hiss. (Yılan, yüksek bir hışıltı ile bize uyarıda bulundu.)
- The sound of hissing airbrakes signaled that the bus was coming to a stop. (Havalı frenlerin çıkardığı hışıltı sesi, otobüsün duracağını işaret etti.)
- I could hear the hissing of the gas escaping from the stove. (Ocaktan kaçan gazın hışıltısını duyabiliyordum.)
- The hissing noise from the engine indicated that there was a problem. (Motorun çıkardığı hışıltı sesi bir sorun olduğunu gösterdi.)
- The angry cat greeted the intruder with a hiss. (Kızgın kedi, yabancıyı bir hışıltı ile karşıladı.)
- The sound of hissing waves was soothing to my ears. (Dalgalardan çıkan hışıltı sesi kulaklarıma hoş geldi.)
- The pressure cooker let out a loud hiss when the steam escaped. (Tencere, buhar kaçınca yüksek bir hışıltı çıkardı.)
- The hissing noise of the tire indicated that it needed air. (Lastiğin çıkardığı hışıltı sesi, havaya ihtiyacı olduğunu gösteriyordu.)
- The hissing of the snake scared me to death. (Yılanın çıkardığı hışıltı beni öldürecekti.)
- The sound of the hissing radiator kept me awake all night. (Radyatörün çıkardığı hışıltı sesi bütün gece beni uyutmadı.)
- I could hear the hissing of the wind outside. (Dışarıdaki rüzgarın hışıltısını duyabiliyordum.)
- The hissing sound of the spray bottle signaled that the cleaning was underway. (Püskürtme şişesinin çıkardığı hışıltı sesi, temizliğin başladığını gösteriyordu.)
- The hissing of the pressure washer was almost deafening. (Yüksek basınçlı yıkama makinesinin çıkardığı hışıltı neredeyse sağır ediciydi.)
- The sound of the hissing tea kettle reminded me to turn off the stove. (Çaydanlığın çıkardığı hışıltı sesi, ocağı kapatmam gerektiğini hatırlattı.)
- The hissing of the firewood burning in the fireplace was very calming. (Şöminede yanan odunların çıkardığı hışıltı çok sakinleştiriciydi
- The hissing of the air escaping from the balloon made the children laugh. (Balondan çıkan havanın çıkardığı hışıltı çocukları güldürdü.)
- The hissing of the espresso machine signaled that my coffee was ready. (Espresso makinesinin çıkardığı hışıltı, kahvemin hazır olduğunu gösterdi.)
- The sound of hissing brakes woke me up from my nap. (Frenlerin çıkardığı hışıltı beni uykumdan uyandırdı.)
- The hissing of the water coming out of the faucet was very weak. (Musluktan çıkan suyun hışıltısı çok zayıftı.)
Türkçe Karşılıklar:
- Su ısıtıcısından çıkan buharın çıkardığı hışıltı sesi odayı doldurdu.
- Yılan, yüksek bir hışıltı ile bize uyarıda bulundu.
- Havalı frenlerin çıkardığı hışıltı sesi, otobüsün duracağını işaret etti.
- Ocaktan kaçan gazın hışıltısını duyabiliyordum.
- Motorun çıkardığı hışıltı sesi bir sorun olduğunu gösterdi.
- Kızgın kedi, yabancıyı bir hışıltı ile karşıladı.
- Dalgalardan çıkan hışıltı sesi kulaklarıma hoş geldi.
- Tencere, buhar kaçınca yüksek bir hışıltı çıkardı.
- Lastiğin çıkardığı hışıltı sesi, havaya ihtiyacı olduğunu gösteriyordu.
- Yılanın çıkardığı hışıltı beni öldürecekti.
- Radyatörün çıkardığı hışıltı sesi bütün gece beni uyutmadı.
- Dışarıdaki rüzgarın hışıltısını duyabiliyordum.
- Püskürtme şişesinin çıkardığı hışıltı sesi, temizliğin başladığını gösteriyordu.
- Yüksek basınçlı yıkama makinesinin çıkardığı hışıltı neredeyse sağır ediciydi.
- Çaydanlığın çıkardığı hışıltı sesi, ocağı kapatmam gerektiğini hatırlattı.
- Şöminede yanan odunların çıkardığı hışıltı çok sakinleştiriciydi.
- Balondan çıkan havanın çıkardığı hışıltı çocukları güldürdü.
- Espresso makinesinin çıkardığı hışıltı, kahvemin hazır olduğunu gösterdi.
- Frenlerin çıkardığı hışıltı beni uykumdan uyandırdı.
- Musluktan çıkan suyun hışıltısı çok zayıftı.
Hemen Yorum Yaz