Revile İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Revile İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Revile

Revile kelimesinin Türkçe anlamı: Kötülemek, aşağılamak, hakaret etmek.

1. Despite his good intentions, he was reviled by the entire community. (Tüm topluluk tarafından kötülendi, hakarete uğradı.)
2. The politician reviled his opponent in his speech. (Politikacı konuşmasında rakibini kötüledi, aşağıladı.)
3. The coach was reviled by the fans after the team’s loss. (Takımın mağlubiyetinden sonra taraftarlar koçu aşağıladı, hakaret etti.)
4. She reviled her ex-boyfriend in public for cheating on her. (Aldatması nedeniyle eski erkek arkadaşını halk önünde kötüledi.)
5. The internet troll enjoyed reviling strangers online. (İnternet trollü yabancılara hakaret etmekten keyif aldı.)
6. The protesters reviled the police officers for using excessive force. (Polislerin aşırı güç kullanımı nedeniyle protestocular polis memurlarını kötüledi.)
7. The teacher reviled the student in front of the whole class. (Öğretmen sınıfın tamamının önünde öğrencisini aşağıladı.)
8. The journalist was reviled by the government for reporting on corruption. (Yolsuzlukları haber yapması nedeniyle gazeteci hükümet tarafından aşağılandı.)
9. The celebrity was reviled by the media for their controversial statements. (Tartışmalı açıklamaları nedeniyle ünlü medya tarafından kötülendi.)
10. The company reviled their competitor in their advertising campaign. (Reklam kampanyalarında rakibini aşağılayan şirket.)
11. The opposing team’s fans reviled our team throughout the game. (Karşı takımın taraftarları maç boyunca takımımızı aşağıladı.)
12. The manager reviled the employees for their poor performance. (Zayıf performansları nedeniyle yönetici çalışanları aşağıladı.)
13. The critic reviled the movie for its poor plot and bad acting. (Eleştirmen kötü öyküsü ve kötü oyunculuğu nedeniyle filme kötüleme yaptı.)
14. The parents reviled their child’s teacher for giving them a bad grade. (Kötü bir not verdiği için öğretmenlerini aşağılayan ebeveynler.)
15. The online comments section was filled with people reviling each other. (Çevrimiçi yorum bölümü birbirlerini kötüleyen insanlarla doluydu.)
16. The boss reviled the employee for being late to work. (İşe geç kaldığı için patron çalışanını aşağıladı.)
17. The religious leader reviled those who did not follow their faith. (İnancını takip etmeyenleri aşağılayan dini lider.)
18. The athlete was reviled by the media for using performance-enhancing drugs. (Performans artırıcı ilaçlar kulland

ığı için sporcu medya tarafından kötülendi.)
19. The comedian reviled the audience for not laughing at their jokes. (İzleyicilerin şakalarına gülmemesi nedeniyle komedyen seyircileri aşağıladı.)

20. The customer reviled the service provider for their poor customer service. (Kötü müşteri hizmetleri nedeniyle müşteri hizmeti sağlayıcısını kötüleyen müşteri.)