Reverie İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Reverie İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Reverie Nedir?

Reverie, hayallerde veya düşüncelerde yaşanan etkileyici ve keyifli anlara verilen bir isimdir. Bu kelime aynı zamanda, bir kişinin hayal kurma veya düşünme durumuna da atıfta bulunabilir.

Örnek cümleler:

  1. I often find myself lost in reverie when I’m listening to music. (Müzik dinlerken kendimi sık sık hayal dünyasında kaybediyorum.)
  2. The sound of the waves put her into a state of reverie. (Dalgaların sesi onu hayal dünyasına sürükledi.)
  3. Her reverie was interrupted by the ringing of the phone. (Telefonun çalması onun hayalini bölüverdi.)
  4. He sat there in a reverie, thinking about the past. (Geçmişi düşünerek hayal dünyasına daldı ve öylece oturdu.)
  5. I was lost in a reverie of my childhood memories. (Çocukluk anılarımın hayal dünyasında kayboldum.)
  6. The beauty of the sunset put me into a state of reverie. (Güneşin batışının güzelliği beni hayal dünyasına sürükledi.)
  7. She was lost in reverie, thinking about her future. (Geleceği düşünerek hayal dünyasında kaybolmuştu.)
  8. The peaceful surroundings put him into a state of reverie. (Huzurlu çevre, onu hayal dünyasına sürükledi.)
  9. I was interrupted from my reverie by the sound of someone calling my name. (Birisi benim adımı çağırarak hayal dünyamdan beni çıkardı.)
  10. His reverie was broken by the sound of a car horn. (Bir arabanın kornasının sesi hayal dünyasını bölüverdi.)
  11. She was in a deep state of reverie, thinking about her past mistakes. (Geçmişte yaptığı hataları düşünerek derin bir hayal dünyasına dalmıştı.)
  12. The beauty of the painting put him into a state of reverie. (Tablonun güzelliği onu hayal dünyasına sürükledi.)
  13. The sound of the raindrops on the roof put me into a state of reverie. (Çatıdaki yağmur damlalarının sesi beni hayal dünyasına sürükledi.)
  14. She was lost in reverie, thinking about her upcoming vacation. (Yaklaşan tatilini düşünerek hayal dünyasında kaybolmuştu.)
  15. His reverie was interrupted by the sound of his dog barking. (Köpeğinin havlaması hayal dünyasını bölüverdi.)
  16. The peacefulness of the forest put her into a state of reverie. (Ormanın huzurlu atmosferi onu hayal dünyasına sürükledi.)
  17. He sat there in a reverie, thinking about his lost love. (Kaybettiği aşkı düşünerek hayal dünyasına daldı ve ö

ylece oturdu.)
18. The beauty of the mountains put me into a state of reverie. (Dağların güzelliği beni hayal dünyasına sürükledi.)

  1. She was lost in reverie, thinking about her favorite book. (En sevdiği kitabı düşünerek hayal dünyasında kaybolmuştu.)
  2. The sound of the birds singing put him into a state of reverie. (Kuşların şarkısı onu hayal dünyasına sürükledi.)

(Türkçe karşılıklar kalın ve yeşil renkli olarak yazılmıştır.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.