Reverence İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Reverence İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Reverence Nedir?

Reverence, saygı, hürmet, hayranlık duyma gibi anlamlara gelen bir İngilizce kelime olarak kullanılmaktadır.

Örnek Cümleler:

1. Reverence: We must show reverence for our elders. (Yaşlılarımıza saygı göstermeliyiz.)
2. Reverence: The students showed reverence to their teacher. (Öğrenciler öğretmenlerine saygı gösterdiler.)
3. Reverence: The church is a place of reverence. (Kilise saygının olduğu bir yerdir.)
4. Reverence: The athlete expressed his reverence for his coach. (Sporcu antrenörüne olan saygısını ifade etti.)
5. Reverence: The soldier showed reverence for the flag. (Asker bayrağa saygı gösterdi.)
6. Reverence: The audience had reverence for the performer. (İzleyiciler sanatçıya hayranlıkla baktılar.)
7. Reverence: The monk bowed in reverence to the Buddha statue. (Keşiş Budha heykeline saygıyla eğildi.)
8. Reverence: The museum visitors showed reverence to the ancient artifacts. (Müze ziyaretçileri antik eserlere saygı gösterdiler.)
9. Reverence: The artist has a deep reverence for nature. (Sanatçının doğaya derin bir saygısı var.)
10. Reverence: The teacher taught the students to have reverence for knowledge. (Öğretmen öğrencilere bilgiye saygı duymayı öğretti.)
11. Reverence: The community has reverence for their cultural heritage. (Toplum kültürel miraslarına saygı duyar.)
12. Reverence: The new employee showed reverence to their boss. (Yeni çalışan patronuna saygı gösterdi.)
13. Reverence: The scientist had reverence for the natural world. (Bilim adamı doğal dünyaya saygı duyuyordu.)
14. Reverence: The priest showed reverence to the Bible. (Papaz İncil’e saygı gösterdi.)
15. Reverence: The mother had reverence for her child’s safety. (Anne çocuğunun güvenliğine saygı gösterdi.)
16. Reverence: The mount

    ain climber had reverence for the mountain’s natural beauty. (Dağcı dağın doğal güzelliğine saygı duydu.)

17. Reverence: The community showed reverence for the fallen soldiers. (Toplum şehitlere saygı gösterdi.)
18. Reverence: The musician had reverence for the instrument he played. (Müzisyen çaldığı enstrümana saygı duydu.)
19. Reverence: The chef had reverence for the ingredients he used. (Şef kullandığı malzemelere saygı duydu.)
20. Reverence: The author showed reverence for the written word. (Yazar yazılı kelimeye saygı gösterdi.)