High-Flying İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

High-Flying İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

High-Flying

High-Flying, Türkçe karşılığı yüksek uçan, havada yükselen anlamına gelmektedir. İşte, “High-Flying” kelimesiyle ilgili 20 örnek cümle:

  1. She is a high-flying executive who travels all over the world for work. (O, iş için dünyanın her yerinde seyahat eden yüksek uçan bir yöneticidir.)
  2. The high-flying bird soared above the treetops. (Yüksek uçan kuş ağaçların üzerinde süzüldü.)
  3. He has a high-flying job that pays him a lot of money. (O, ona çok para kazandıran yüksek uçan bir işi var.)
  4. The high-flying airplane left behind a trail of white smoke. (Yüksek uçan uçak beyaz bir duman izi bıraktı.)
  5. The high-flying acrobat performed amazing stunts in the air. (Yüksek uçan akrobat havada inanılmaz numaralar sergiledi.)
  6. The company is known for its high-flying sales figures. (Şirket, yüksek uçan satış rakamlarıyla tanınır.)
  7. The high-flying drone captured stunning aerial footage. (Yüksek uçan drone etkileyici hava görüntüleri yakaladı.)
  8. The high-flying athlete set a new world record in the pole vault. (Yüksek uçan sporcu sırıkla atlamada yeni bir dünya rekoru kırdı.)
  9. The high-flying adventure sport is not for the faint of heart. (Yüksek uçan macera sporu, kalbi zayıf olanlar için değil.)
  10. The high-flying balloons floated gently in the breeze. (Yüksek uçan balonlar hafif rüzgarla nazikçe süzüldü.)
  11. The high-flying rocket blasted off into space. (Yüksek uçan roket uzaya fırlatıldı.)
  12. The high-flying pilot made a flawless landing. (Yüksek uçan pilot hatasız bir iniş yaptı.)
  13. The high-flying gymnast wowed the audience with her aerial routine. (Yüksek uçan jimnastikçi hava rutinleriyle seyircileri büyüledi.)
  14. The high-flying kite soared high in the sky. (Yüksek uçan uçurtma gökyüzünde yükseklere çıktı.)
  15. The high-flying hot air balloon provided stunning views of the countryside. (Yüksek uçan sıcak hava balonu, kırsal manzaraların etkileyici görüntülerini sağladı.)
  16. The high-flying fighter jet flew at incredible speeds. (Yüksek uçan savaş jeti inanılmaz hızlarda uçtu.)
  17. The high-flying entrepreneur built a successful business empire. (Yüksek uçan girişimci başarılı bir iş imparatorluğu kurdu.)
  18. The high-flying insect buzzed around the flowers. (Yüksek uçan böcek çiçekler
  1. The high-flying paraglider rode the wind currents high above the mountains. (Yüksek uçan paraşütçü rüzgar akımlarını kullanarak dağların yükseklerinde süzüldü.)
  2. The high-flying satellite orbits the Earth at an altitude of 22,236 miles. (Yüksek uçan uydu, Dünya’nın 22.236 mil yüksekliğinde yörüngeye oturdu.)

Bu cümlelerde “High-Flying” kelimesi, genellikle yükseklik, hava yolu ile ilgili, başarılı bir kariyeri ifade etmek için kullanılmaktadır.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.