Reverberation İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Reverberation İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Reverberation Nedir?

Reverberation, bir ses kaynağından yayılan ses dalgalarının bir yüzeyden yansıması sonucu ortamda tekrarlanan ses dalgaları oluşmasıdır. Bu durum özellikle kapalı ve geniş mekanlarda daha belirgin şekilde gözlemlenir.

Örnek Cümleler:

1. The concert hall had a lot of reverberation, making the music sound rich and full. (Konser salonunda çok fazla yankılanma vardı, müzik dolu ve zengin bir şekilde duyuluyordu.)
2. The empty gym echoed with the sound of the basketball bouncing. (Boş spor salonu basketbolun zıplama sesiyle yankılandı.)
3. The reverberation in the cathedral added to the solemnity of the choir’s performance. (Katedraldeki yankılanma, koronun performansının hüzünlü havasına katkıda bulundu.)
4. The sound of the thunder reverberated through the valley. (Gök gürültüsünün sesi vadiden yankılandı.)
5. The small room had little reverberation, making it perfect for recording music. (Küçük oda az yankılanma olduğu için müzik kaydetmek için mükemmel bir yerdi.)
6. The acoustic panels were installed to reduce the reverberation in the auditorium. (Akustik paneller, salon içindeki yankılanmayı azaltmak için kuruldu.)
7. The singer’s powerful voice caused a lot of reverberation in the amphitheater. (Şarkıcının güçlü sesi, amfitiyatroda birçok yankılanmaya neden oldu.)
8. The stone walls of the castle amplified the reverberation of the drums. (Kaledeki taş duvarlar, davulların yankılanmasını arttırdı.)
9. The subway station was filled with the reverberation of trains arriving and departing. (Metro istasyonu, gelen ve giden trenlerin yankısıyla doluydu.)
10. The reverberation of the explosion could be heard for miles. (Patlamanın yankısı milce öteden duyulabiliyordu.)
11. The band practiced in a room with a lot of reverberation to simulate a concert environment. (Grup, konser ortamını simüle etmek için yankılanması yüksek bir odada çalıştı.)
12. The concert was held in an outdoor amphitheater to take advantage of the natural reverberation. (Konser doğal yankıdan faydalanmak için açık hava amfitiyatroda düzenlendi.)
13. The church’s reverberation was so strong that it made it difficult to understand the preacher’s words. (Kilisedeki yankılanma o kadar güçlüydü ki, vaiz’in sözlerini anlamak zordu.)
14. The music sounded muddled because of the excessive reverberation in the room. (Odadaki aşırı yankılanma nedeniyle müzik karışık bir şekilde duyuldu.)
15. The engineer adjusted the sound system

to reduce the reverberation in the conference room. (Mühendis, toplantı odasındaki yankıyı azaltmak için ses sisteminin ayarlarını değiştirdi.)
16. The singer sang a cappella to showcase the natural reverberation of the cave. (Şarkıcı mağaranın doğal yankısını sergilemek için a cappella söyledi.)

17. The reverberation of the gunfire was deafening in the small room. (Silah sesinin yankısı küçük odada sağır ediciydi.)
18. The cathedral’s high ceilings added to the reverberation of the organ music. (Katedralin yüksek tavanları, org müziğinin yankısını artırdı.)
19. The sound engineer added artificial reverberation to the singer’s voice to create a more full-bodied sound. (Ses mühendisi, şarkıcının sesine yapay yankı ekleyerek daha dolgun bir ses oluşturdu.)
20. The auditorium’s acoustics were designed to create a natural reverberation that enhanced the music. (Salonun akustiği, müziği artıran doğal bir yankı oluşturmak için tasarlandı.)