Retrieve İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Retrieve İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Retrieve

Türkçe Anlamı: Geri almak, yeniden kazanmak, elde etmek

1. I need to retrieve my keys from the car. (İngilizce: Arabamdan anahtarlarımı geri almam gerekiyor.)
2. The company was able to retrieve the lost data. (İngilizce: Şirket kaybolan verileri yeniden kazanabildi.)
3. He tried to retrieve his phone from the drain. (İngilizce: Telefonunu kanaldan geri almaya çalıştı.)
4. The firefighter went into the burning building to retrieve the trapped people. (İngilizce: İtfaiyeci, sıkışan insanları kurtarmak için yanmakta olan binaya girdi.)
5. She was able to retrieve her memories of the accident. (İngilizce: Kaza anısını yeniden hatırlamayı başardı.)
6. The hunter retrieved his arrow from the animal’s body. (İngilizce: Avcı, okunu hayvanın vücudundan geri aldı.)
7. The athlete was unable to retrieve his championship title. (İngilizce: Sporcu, şampiyonluk unvanını geri alamadı.)
8. The teacher retrieved the missing homework from the student. (İngilizce: Öğretmen, eksik ödevi öğrenciden geri aldı.)
9. The diver retrieved the sunken treasure from the ocean. (İngilizce: Dalgıç, okyanustan batan hazineleri geri aldı.)
10. He was able to retrieve his deleted files from the computer. (İngilizce: Bilgisayardan silinen dosyalarını geri almayı başardı.)
11. The museum was able to retrieve the stolen artwork. (İngilizce: Müze, çalınan sanat eserlerini geri alabildi.)
12. The doctor was able to retrieve the bullet from the patient’s body. (İngilizce: Doktor, hastanın vücudundaki mermiyi geri almayı başardı.)
13. The police were unable to retrieve the missing person. (İngilizce: Polis, kayıp kişiyi geri alamadı.)
14. The hiker was able to retrieve his lost backpack from the mountain. (İngilizce: Yürüyüşçü, kaybolan sırt çantasını dağdan geri aldı.)
15. The librarian was able to retrieve the book that was checked out. (İngilizce: Kütüphaneci, ödünç ver

ilen kitabı geri aldı.)
16. The scientist was able to retrieve the data from the failed experiment. (İngilizce: Bilim adamı, başarısız deneyden verileri geri almayı başardı.)

17. The coach was able to retrieve his team’s morale after a loss. (İngilizce: Antrenör, takımının kaybettikten sonra moralini yeniden kazanmayı başardı.)
18. The detective was able to retrieve evidence that proved the suspect’s guilt. (İngilizce: Dedektif, şüphelinin suçlu olduğunu kanıtlayan delilleri geri almayı başardı.)
19. The customer was able to retrieve their lost luggage at the airport. (İngilizce: Müşteri, havalimanında kaybolan bagajını geri almaya başardı.)
20. The rescue team was able to retrieve the stranded hikers from the mountain. (İngilizce: Kurtarma ekibi, dağda mahsur kalan yürüyüşçüleri geri almaya başardı.)