Restless İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Restless İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Restless Nedir?

Restless, Türkçede “huzursuz” veya “rahatız” anlamına gelir. Bu kelime, bir kişinin ya da bir şeyin yerinde durmaktan hoşlanmadığı veya bir şey yapmak istediği anlamını taşır.

Örnek Cümleler:

  1. She was feeling restless and wanted to go for a walk. (O huzursuz hissediyordu ve yürüyüşe çıkmak istiyordu.)
  2. The restless waves crashed against the shore. (Huzursuz dalgalar sahile çarpıyordu.)
  3. He has a restless spirit and can’t stay in one place for too long. (O, huzursuz bir ruha sahip ve çok uzun süre bir yerde kalamaz.)
  4. The restless baby wouldn’t stop crying. (Huzursuz bebek ağlamayı durdurmadı.)
  5. I have a restless feeling that I can’t shake off. (Üzerimde atamadığım huzursuz bir his var.)
  6. The restless dog kept pacing back and forth. (Huzursuz köpek oraya buraya dolaşıp durdu.)
  7. She felt restless in her job and wanted to explore other opportunities. (İşinde huzursuz hissetti ve başka fırsatlar aramak istedi.)
  8. The restless students couldn’t sit still in class. (Huzursuz öğrenciler sınıfta duramadılar.)
  9. He was so restless that he couldn’t sleep at night. (O kadar huzursuzdu ki gece uyuyamadı.)
  10. The restless crowd pushed and shoved to get a better view. (Huzursuz kalabalık daha iyi bir görüş almak için itiş kakış yaptı.)
  11. The restless wind howled through the trees. (Huzursuz rüzgar ağaçların arasından uğulduyordu.)
  12. She had a restless energy that was contagious. (O, bulaşıcı bir huzursuz enerjiye sahipti.)
  13. The restless child kept asking when they would arrive. (Huzursuz çocuk sürekli ne zaman varacaklarını sordu.)
  14. He had a restless ambition to travel the world. (Dünyayı gezmeye huzursuz bir arzusu vardı.)
  15. The restless sea made the boat ride uncomfortable. (Huzursuz deniz tekne yolculuğunu rahatsız edici hale getirdi.)
  16. The restless artist was always searching for inspiration. (Huzursuz sanatçı her zaman ilham arıyordu.)
  17. She felt restless in her relationship and wanted to take a break. (İlişkisinde huzursuz hissetti ve ara vermek istedi.)
  18. The restless atmosphere in the room made everyone uneasy. (Oda içindeki huzursuz hava herkesi huzursuz etti.)
  19. He had a restless curiosity about the world around him. (Çevresi hakkında huzursuz bir merakı vardı.)
  20. The restless night left her feeling exhausted the next day. (Huzursuz gece, ertesi gün y

orgunu bitkin hissettirdi.)

Türkçe Karşılıklar:

  1. O huzursuz hissediyordu ve yürüyüşe çıkmak istiyordu.
  2. Huzursuz dalgalar sahile çarpıyordu.
  3. O, huzursuz bir ruha sahip ve çok uzun süre bir yerde kalamaz.
  4. Huzursuz bebek ağlamayı durdurmadı.
  5. Üzerimde atamadığım huzursuz bir his var.
  6. Huzursuz köpek oraya buraya dolaşıp durdu.
  7. İşinde huzursuz hissetti ve başka fırsatlar aramak istedi.
  8. Huzursuz öğrenciler sınıfta duramadılar.
  9. O kadar huzursuzdu ki gece uyuyamadı.
  10. Huzursuz kalabalık daha iyi bir görüş almak için itiş kakış yaptı.
  11. Huzursuz rüzgar ağaçların arasından uğulduyordu.
  12. O, bulaşıcı bir huzursuz enerjiye sahipti.
  13. Huzursuz çocuk sürekli ne zaman varacaklarını sordu.
  14. Dünyayı gezmeye huzursuz bir arzusu vardı.
  15. Huzursuz deniz tekne yolculuğunu rahatsız edici hale getirdi.
  16. Huzursuz sanatçı her zaman ilham arıyordu.
  17. İlişkisinde huzursuz hissetti ve ara vermek istedi.
  18. Oda içindeki huzursuz hava herkesi huzursuz etti.
  19. Çevresi hakkında huzursuz bir merakı vardı.
  20. Huzursuz gece, ertesi gün orgunu bitkin hissettirdi.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.