Reservist İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Reservist İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Reservist Nedir?

Reservist, askeri birimde belirli bir dönem eğitim alan ancak düzenli olarak görev yapmayan, ancak acil durumlarda çağrıldığında hizmet vermek üzere hazır bulunan askerdir.

Örnek Cümleler:

  1. As a reservist, John completed his training and was ready to be called into service if needed. (Bir rezervist olarak, John eğitimini tamamladı ve gerektiğinde hizmete çağrılmaya hazırdı.)
  2. The army called up all the reservists to help with the natural disaster relief effort. (Ordu, doğal afet yardım çabalarına yardım etmek için tüm rezervistleri çağırdı.)
  3. Being a reservist can be a challenging commitment, as one must be ready to be called up at any time. (Rezervist olmak, herhangi bir zamanda çağrılma hazırlığı yapmak zorlu bir taahhüt olabilir.)
  4. The reservist unit was on standby, ready to deploy if the situation in the conflict zone worsened. (Rezervist birim hazırda bekliyordu, çatışma bölgesindeki durum kötüleşirse göreve hazırdı.)
  5. Jack was a proud reservist who felt honored to serve his country in times of need. (Jack, ihtiyaç durumlarında ülkesine hizmet etmekten gurur duyan gururlu bir rezervistti.)
  6. The reservist was called up to help with the security detail at the high-profile event. (Rezervist, yüksek profilli etkinlikte güvenlik detayına yardım etmek için çağrıldı.)
  7. Sarah decided to become a reservist to give back to her community and country. (Sarah, toplumuna ve ülkesine geri vermek için bir rezervist olmaya karar verdi.)
  8. The reservist unit was given special training to be able to respond quickly and effectively to emergency situations. (Rezervist birim, acil durumlara hızlı ve etkili bir şekilde yanıt verebilmek için özel eğitim aldı.)
  9. The army relies on its reservists to supplement its regular forces during times of war or national crisis. (Ordu, savaş veya ulusal kriz zamanlarında düzenli kuvvetlerini tamamlamak için rezervistlerine güvenir.)
  10. After completing his active duty, Mark decided to become a reservist so he could continue to serve his country while pursuing his civilian career. (Aktif görevini tamamladıktan sonra, Mark sivil kariyerini sürdürürken ülkesine hizmet etmeye devam edebilmek için bir rezervist olmaya karar verdi.)
  11. The reservist was proud to wear the uniform and represent his country, even if it was only part-time. (Rezervist, sadece kısmi zamanlı olsa da üniforma giymek ve ülkesini temsil etmekten gurur duyuyordu.)
  12. The reservist training was rigorous and demanding, but it prepared them well for their potential deployment
  1. The army offered a range of benefits to reservists, including education and training opportunities and access to health care. (Ordu, rezervistlere eğitim ve eğitim fırsatları ile sağlık hizmetlerine erişim dahil bir dizi fayda sunuyordu.)
  2. During peacetime, reservists typically only train a few times a year, but they must always be ready to serve if called upon. (Barış zamanında, rezervistler genellikle yılda sadece birkaç kez eğitim alırlar, ancak her zaman çağrıldıklarında hizmet vermeye hazır olmalıdırlar.)
  3. The reservist unit was made up of people from all walks of life, with different backgrounds and skill sets. (Rezervist birim, farklı geçmişlere ve beceri setlerine sahip, farklı yaşam tarzlarından insanlardan oluşuyordu.)
  4. As a reservist, Amy felt a strong sense of camaraderie and teamwork with her fellow soldiers. (Bir rezervist olarak, Amy, silah arkadaşlarıyla güçlü bir arkadaşlık ve takım çalışması duygusu hissetti.)
  5. The reservist program was an important part of national defense strategy, providing a flexible and responsive force when needed. (Rezervist programı, ihtiyaç duyulduğunda esnek ve duyarlı bir güç sağlayarak ulusal savunma stratejisinin önemli bir parçasıydı.)
  6. The reservist was honored to receive a medal for his service during a critical military operation. (Rezervist, kritik bir askeri operasyonda hizmeti için bir madalya almaktan onur duydu.)
  7. The reservist’s family was proud of their loved one’s service and sacrifice for their country. (Rezervist’in ailesi, sevdiklerinin ülkesine hizmet etmesi ve fedakarlık yapmasıyla gurur duydu.)
  8. The reservist program provided a valuable opportunity for citizens to serve their country and make a difference in their community. (Rezervist programı, vatandaşların ülkelerine hizmet etmek ve toplumlarında fark yaratmak için değerli bir fırsat sağladı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.