Resentment İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Resentment İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Resentment

Resentment, bir kişi veya durumdan dolayı duyulan öfke, kırgınlık veya nefret duygusudur.

  1. I can sense the resentment in his tone of voice. (Onun ses tonundaki kızgınlığı hissedebiliyorum.)
  2. She couldn’t hide her resentment towards her boss. (Patronuna olan kızgınlığını saklayamadı.)
  3. His constant criticism caused resentment among his colleagues. (Sürekli eleştirileri, meslektaşları arasında kızgınlığa neden oldu.)
  4. The resentment between the two families goes back generations. (İki aile arasındaki kızgınlık nesiller öncesine dayanıyor.)
  5. She tried to suppress her resentment, but it only grew stronger. (Kızgınlığını bastırmaya çalıştı, ancak daha da güçlendi.)
  6. The resentment he felt towards his ex-wife was palpable. (Eski eşine olan kızgınlığı hissedilir derecede güçlüydü.)
  7. The resentment between the two nations resulted in a long-standing conflict. (İki ülke arasındaki kızgınlık uzun süredir devam eden bir çatışmaya neden oldu.)
  8. Her resentment towards her parents affected her relationships with others. (Ebeveynlerine olan kızgınlığı, diğer insanlarla ilişkilerini etkiledi.)
  9. He harbored a deep resentment towards his former best friend. (Eski en iyi arkadaşıyla derin bir kızgınlık besliyordu.)
  10. The resentment between the two political parties was evident during the debate. (İki siyasi parti arasındaki kızgınlık tartışma sırasında açıkça görüldü.)
  11. The resentment she felt towards her ex-boyfriend made it difficult for her to move on. (Eski erkek arkadaşına olan kızgınlığı, ileriye gitmesini zorlaştırdı.)
  12. His resentment towards his boss led him to quit his job. (Patronuna olan kızgınlığı, işini bırakmasına neden oldu.)
  13. The resentment between the siblings was evident during the family gathering. (Kardeşler arasındaki kızgınlık, aile toplantısında açıkça görüldü.)
  14. She couldn’t help but feel a twinge of resentment towards her more successful friends. (Daha başarılı arkadaşlarına karşı bir kırgınlık hissetmemek için kendini zorladı.)
  15. The resentment he felt towards his parents for their divorce lingered for years. (Ebeveynlerinin boşanması nedeniyle hissettiği kızgınlık yıllar boyunca devam etti.)
  16. The resentment between the two neighboring countries resulted in border disputes. (Komşu iki ülke arasındaki kızgınlık, sınır anlaşmazlıklarına neden oldu.)
  17. His resentment towards his brother was based on years of unresolved issues. (Kardeşine olan kızgınlığı, çözülememi

ş sorunlara dayanıyordu.)
18. The resentment between the two business partners eventually led to the dissolution of their company. (İki iş ortağı arasındaki kızgınlık, şirketlerinin dağılmasına neden oldu.)

  1. Her resentment towards her ex-husband made it difficult for her to co-parent their children. (Eski kocasına olan kızgınlığı, çocuklarının birlikte ebeveynlik yapmalarını zorlaştırdı.)
  2. The resentment she felt towards her own shortcomings was affecting her self-esteem. (Kendi eksikliklerine olan kızgınlığı, özsaygısını etkiliyordu.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.