Repugnant İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Repugnant İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Repugnant Kelimesinin Anlamı:

Repugnant kelimesi Türkçe’de “iğrenç, itici, tiksindirici” gibi olumsuz hisler uyandıran, kabul edilemez veya hoş olmayan anlamlar taşıyan bir sıfat olarak kullanılır.

Örnek Cümleler:

1. The smell coming from the trash can is repugnant. (Çöp kutusundan gelen koku iğrenç.)
2. His behavior towards women was repugnant. (Kadınlara karşı davranışı tiksindiriciydi.)
3. The idea of eating insects is repugnant to me. (Böcek yemek fikri bana itici geliyor.)
4. The politician’s comments were repugnant to many people. (Siyasetçinin yaptığı açıklamalar birçok kişi için kabul edilemezdi.)
5. The thought of cheating on the exam is repugnant to me. (Sınava hile yapma fikri benim için hoş değil.)
6. The sight of blood makes me feel repugnant. (Kan görüntüsü beni iğrenç hissettirir.)
7. The taste of this dish is repugnant. (Bu yemeğin tadı itici.)
8. The violence in the movie was repugnant to some viewers. (Filmin şiddeti bazı izleyiciler için tiksindiriciydi.)
9. The thought of living in a dirty and cluttered house is repugnant to me. (Kirli ve dağınık bir evde yaşama fikri bana itici geliyor.)
10. The politician’s racist remarks were repugnant to many people. (Siyasetçinin ırkçı açıklamaları birçok kişi için kabul edilemezdi.)
11. The smell of cigarettes is repugnant to me. (Sigara kokusu bana itici geliyor.)
12. The idea of animal testing is repugnant to many people. (Hayvan deneyleri yapma fikri birçok kişi için tiksindirici.)
13. The taste of spoiled food is repugnant. (Bozuk yiyeceklerin tadı iğrenç.)
14. The sound of nails on a chalkboard is repugnant to many people. (Tahta kalemlerin tebeşir üzerindeki sesi birçok kişi için tiksindiricidir.)
15. The thought of eating raw meat is repugnant to me. (Çiğ et yeme fikri bana itici geliyor.)
16. The politician’s corrupt behavior was repugnant to many voters. (Siyasetçinin yolsuz davranışları birçok seçmen için kabul edilemezdi.)
17. The idea of hunting animals for sport is repugnant to many people. (Spor için hayvan avlama fikri birçok kişi için tiksindirici.)
18. The taste of spoiled milk is repugnant. (Bozuk sütün tadı iğrenç.)
19. The smell of mold is repugnant to me. (Küf kokusu bana itici geliyor.)
20. The thought of lying to my best friend is repugnant to me

  1. The graphic violence in the movie was repugnant to some viewers. (Filmin grafik şiddeti bazı izleyiciler için tiksindiriciydi.)
  2. The idea of exploiting workers is repugnant to me. (İşçileri sömürmek fikri bana itici geliyor.)
  3. The taste of bitter medicine is repugnant. (Acı ilaçların tadı iğrenç.)
  4. The politician’s homophobic comments were repugnant to many people. (Siyasetçinin homofobik açıklamaları birçok kişi için kabul edilemezdi.)
  5. The smell of burnt food is repugnant. (Yanan yiyeceklerin kokusu iğrenç.)
  6. The thought of harming innocent people is repugnant to me. (Masum insanlara zarar verme fikri bana itici geliyor.)
  7. The taste of spoiled fruit is repugnant. (Bozuk meyvelerin tadı iğrenç.)
  8. The politician’s sexist remarks were repugnant to many people. (Siyasetçinin cinsiyetçi açıklamaları birçok kişi için kabul edilemezdi.)
  9. The idea of harming animals for fun is repugnant to many people. (Hayvanları eğlence için zarar verme fikri birçok kişi için tiksindirici.)
  10. The smell of sewage is repugnant. (Lavabo kokusu iğrençtir.)

Türkçe Karşılıklar:

– iğrenç
– itici
– tiksindirici
– kabul edilemez
– hoş olmayan
– korkunç
– tiksinç
– nefret uyandıran
– çirkin
– kötü kokulu
– iticilik veren
– çarpıcı
– istenmeyen
– bozuk
– acı
– homofobik
– seksist
– korkutucu
– rahatsız edici
– kirli

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.