Repellent İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Repellent İle İlgili Cümleler
Repellent Türkçe anlamı: uzaklaştırıcı, itici, defansif
- I use mosquito repellent to avoid being bitten. (Sivrisinek ısırıklarından kaçınmak için sivrisinek kovucu kullanırım.)
- The smell of the repellent kept the dogs away from the garden. (Uzaklaştırıcının kokusu, köpekleri bahçeden uzak tuttu.)
- The city has installed bird repellents on the buildings to prevent damage. (Şehir, zararları önlemek için binalara kuş iticileri yerleştirdi.)
- The repellent properties of the material keep water from soaking in. (Malzemenin itici özellikleri, suyun emilmesini önler.)
- Some plants naturally have insect repellent properties. (Bazı bitkilerin doğal olarak böcekleri uzaklaştırıcı özellikleri vardır.)
- She sprayed the insect repellent around the picnic table. (Piknik masasının etrafına böcek kovucu spreyi sıktı.)
- The smell of garlic is said to be a natural mosquito repellent. (Sarımsağın kokusunun doğal bir sivrisinek itici olduğu söylenir.)
- The bear repellent spray kept the hikers safe from a potential attack. (Ayu iticisi sprey, yürüyüşçüleri potansiyel bir saldırıdan korudu.)
- The soldiers used sound repellent devices to disperse crowds. (Askerler, kalabalıkları dağıtmak için ses itici cihazlar kullandılar.)
- The repellent gel kept the ants from getting into the house. (İtici jel, karıncaların eve girmesini önledi.)
- Some people find certain scents to be repellent. (Bazı insanlar belirli kokuların itici olduğunu bulur.)
- The repellent effect of the electric fence kept the animals out of the garden. (Elektrikli çitin itici etkisi, hayvanları bahçeden uzak tuttu.)
- The spray repellent left a sticky residue on the car’s windshield. (Sprey itici, arabaların ön camında yapışkan bir kalıntı bıraktı.)
- The company developed a natural insect repellent using essential oils. (Şirket, temel yağlar kullanarak doğal bir böcek kovucu geliştirdi.)
- The repellent nature of the material prevented stains from setting in. (Malzemenin itici özelliği, lekelerin oluşmasını önledi.)
- The repellent sound of the alarm scared off the intruder. (Alarmın itici sesi, hırsızı korkuttu.)
- The park installed deer repellent plants to protect the flower beds. (Park, çiçek yataklarını korumak için geyik iticisi bitkiler yerleştirdi.)
- The repellent effect of the spray kept the graffiti from sticking to the wall. (Spreyin itici etkisi, grafitinin duvara yapışmasını engelledi
- The repellent properties of the fabric kept the clothes smelling fresh for longer. (Kumaşın itici özellikleri, giysilerin daha uzun süre taze kokmasını sağladı.)
- The campers used bear repellent spray as a precaution during their hike in the wilderness. (Kamperler, vahşi doğada yürüyüşleri sırasında önlem olarak ayı iticisi sprey kullandılar.)
(Türkçe karşılıklar parantez içinde verilmiştir.)
Hemen Yorum Yaz