Remote İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Remote İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Remote Nedir?

Remote, kelime anlamı olarak “uzak” veya “uzaktan” anlamına gelmektedir. Genellikle teknoloji alanında kullanılan bu kelime, uzaktan çalışma, uzaktan erişim gibi durumları ifade etmek için kullanılır.

Örnek Cümleler:

1. I’m working remotely from home today. (Bugün evden uzaktan çalışıyorum.)
2. We need to find a way to remotely access the server. (Sunucuya uzaktan erişim için bir yol bulmamız gerekiyor.)
3. The remote control for the TV is missing. (TV’nin uzaktan kumandası kayıp.)
4. The company is allowing more employees to work remotely. (Şirket daha fazla çalışanın uzaktan çalışmasına izin veriyor.)
5. I don’t like remote meetings, I prefer in-person ones. (Uzaktan toplantıları sevmiyorum, yüz yüze olanları tercih ederim.)
6. The drone is controlled by remote. (Drone uzaktan kumanda ile kontrol ediliyor.)
7. Remote learning has become more common since the pandemic. (Salgın nedeniyle uzaktan öğrenme daha yaygın hale geldi.)
8. The remote island is difficult to access. (Uzak adaya erişmek zor.)
9. The team is working on a remote project with a client overseas. (Ekip, yurtdışındaki bir müşteriyle uzaktan bir proje üzerinde çalışıyor.)
10. I need to buy a new remote for the air conditioner. (Klimanın uzaktan kumandası için yeni bir tane almam gerekiyor.)
11. The remote mountain village was cut off from the rest of the world during the winter. (Uzak dağ köyü kış boyunca dünyanın geri kalanından kesildi.)
12. The remote control car can go up to 30 miles per hour. (Uzaktan kumandalı araba saatte 30 mil hıza çıkabilir.)
13. The company’s IT department can provide remote support for computer problems. (Şirketin BT departmanı, bilgisayar sorunları için uzaktan destek sağlayabilir.)
14. The astronaut operated the robotic arm using a remote control. (Astronot, uzaktan kumanda kullanarak robotik kolu çalıştırdı.)
15. The company has a remote workforce in different countries. (Şirket farklı ülkelerde uzaktan çalışan bir iş gücüne sahip.)
16. The remote desert location was perfect for stargazing. (Uzak çöl konumu yıldız gözlemi için mükemmeldi.)
17. The remote farm was self-sufficient and grew all its own food. (Uzak çiftlik, kendi yiyeceğini yetiştiren kendine yeterliydi.)
18. The remote possibility of success is still worth pursuing. (Başarının uzak ihtimali hala takip edilmeye değer.)
19. The remote lake was surrounded by beautiful scenery. (Uzak göl, güzel manzaralarla çevriliydi.)
20. The remote worker communicated

with their team through video conferencing. (Uzaktan çalışan ekip, video konferans yoluyla iletişim kurdu.)