Remedy İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Remedy Nedir?
Remedy kelimesi, bir problemi çözmek veya bir hastalığı iyileştirmek için kullanılan bir tedavi yöntemini ifade eder.
Örnek Cümleler:
-
Remedy for headache is to drink plenty of water.
(Baş ağrısı için tedavi yöntemi bol su içmektir.)
-
I am looking for a remedy for my dry skin.
(Kuru cildim için bir çare arıyorum.)
-
The doctor prescribed a remedy for my flu symptoms.
(Doktor grip belirtilerime bir ilaç yazdı.)
-
He tried every remedy to cure his back pain, but nothing worked.
(Sırt ağrısını iyileştirmek için her yöntemi denedi, ama hiçbiri işe yaramadı.)
-
Some people believe that laughter is the best remedy for stress.
(Bazı insanlar, stres için en iyi çarenin gülmek olduğuna inanır.)
-
The company implemented a remedy for the software glitch.
(Şirket, yazılım hatası için bir çözüm uyguladı.)
-
A good night’s sleep is a natural remedy for fatigue.
(İyi bir gece uykusu, yorgunluk için doğal bir çaredir.)
-
The old lady had a remedy for every ailment.
(Yaşlı kadının her hastalık için bir ilaç yöntemi vardı.)
-
The herbal remedy helped improve my digestion.
(Bitkisel çare, sindirimimi düzeltmeme yardımcı oldu.)
-
He apologized and tried to remedy the situation.
(Özür diledi ve durumu iyileştirmek için çaba gösterdi.)
-
The company offered a remedy for the defective product.
(Şirket, kusurlu ürün için bir çözüm önerdi.)
-
Herbal
remedies are becoming more popular for treating various health conditions.
(Bitkisel çözümler, çeşitli sağlık sorunlarının tedavisinde daha popüler hale geliyor.)
-
The government is working on a remedy to reduce air pollution.
(Hükümet, hava kirliliğini azaltmak için bir çözüm üzerinde çalışıyor.)
-
The company’s remedy for the financial crisis was to cut costs.
(Şirketin finansal kriz için bir çözümü maliyetleri kesmekti.)
-
The home remedy for a sore throat is to drink warm tea with honey.
(Boğaz ağrısı için evdeki çözüm, bal ile ılık çay içmektir.)
-
She used a natural remedy to get rid of her acne.
(Aknesinden kurtulmak için doğal bir çare kullandı.)
-
The traditional remedy for a hangover is to drink plenty of water.
(Gece içkisi sonrası oluşan rahatsızlıklar için geleneksel çözüm, bol su içmektir.)
-
The government is implementing a remedy to reduce crime in the city.
(Hükümet, şehirdeki suç oranını azaltmak için bir çözüm uyguluyor.)
-
She found a remedy for her loneliness by volunteering at a local shelter.
(Yerel bir barınağa gönüllü olarak çalışarak yalnızlık sorununa bir çözüm buldu.)
-
The doctor prescribed a remedy to lower her cholesterol levels.
(Doktor, kolesterol seviyelerini düşürmek için bir ilaç önerdi.)
Hemen Yorum Yaz