Remain İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Remain
Türkçe Anlamı: Geri kalmak, kalmak, artmak, aynı kalmak.
- Despite the heavy rain, the guests remained at the party.
(Ağır yağmuruna rağmen misafirler partiye kalmaya devam ettiler.) - The old building remains a popular tourist attraction.
(Eski bina hala popüler bir turist çekim merkezi olarak kalmaktadır.) - Please remain quiet during the exam.
(Sınav sırasında lütfen sessiz kalın.) - The ruins of the ancient city still remain.
(Antik şehrin kalıntıları hala duruyor.) - The athlete remained in the lead throughout the race.
(Sporcu yarışın tamamı boyunca lider olarak kalmıştı.) - The evidence remains inconclusive.
(Kanıtlar hala kesin sonuç vermiyor.) - Despite the accident, the car remained in good condition.
(Kaza olmasına rağmen, araç iyi durumda kaldı.) - The family remained hopeful despite the difficult situation.
(Aile, zor duruma rağmen umutlu kalmaya devam etti.) - He remained calm even in the face of danger.
(Tehlikeyle karşı karşıya bile olsa sakin kaldı.) - The flowers remained fresh for several days.
(Çiçekler birkaç gün boyunca taze kaldı.) - The team remained undefeated throughout the season.
(Takım sezon boyunca yenilgisiz kaldı.) - The old customs remain in some remote areas.
(Eski adetler bazı uzak bölgelerde hala varlığını sürdürüyor.) - She remained silent when asked about the incident.
(Olayla ilgili sorulduğunda sessiz kalmıştı.) - The city remains under strict lockdown measures.
(Şehir sıkı karantina önlemleri altında kalmaya devam ediyor.) - The students remained seated until the teacher dismissed them.
(Öğrenciler öğretmen onları serbest bırakana kadar oturmayı sürdürdüler.) - The smell of smoke remained in the room for hours.
(Duman kokusu saatlerce odada kalmıştı.) - The old building remains a symbol of the city’s history.
(Eski bina şehrin tarihine dair bir sembol olarak kalmaya devam ediyor.) - Despite the time that has passed, the pain remains.
(Geçen zamanlara rağmen, acı hala devam ediyor.) - The company’s profits remained stable despite the economic downturn.
(Ekonomik durgunluğa rağmen şirketin karı istikrarlı kalmıştı.) - The mystery of the missing treasure remains unsolved.
(Kayıp hazine gizemi hala çözülememiş durumda k
- The politician remained firm in his stance on the controversial issue.
(Politikacı, tartışmalı konudaki tutumunda kararlı kaldı.) - The memories of their trip remained with them for years.
(Seyahatlerinin hatıraları yıllar boyunca onlarla kaldı.) - The audience remained captivated by the performer’s talent.
(İzleyiciler, sanatçının yeteneği tarafından büyülenmeye devam etti.) - The company remained committed to its environmental initiatives.
(Şirket, çevresel girişimlerine bağlı kalmaya devam etti.) - The damage caused by the storm remains visible in the area.
(Fırtına tarafından yapılan hasar, bölgede hala görülebilir durumda.) - The dress remains fashionable even after several years.
(Elbise birkaç yıl sonra bile modası geçmeyen bir tarza sahip.) - The children remained attentive during the teacher’s lesson.
(Öğretmenin dersinde çocuklar dikkatli kalmaya devam ettiler.) - The cat remained curious about the new object in the room.
(Kedi, odadaki yeni nesne hakkında meraklı kalmaya devam etti.) - The colors of the painting remain vivid and bright.
(Tablonun renkleri canlı ve parlak kalmaya devam ediyor.) - The doctor remained optimistic about the patient’s recovery.
(Doktor, hastanın iyileşmesi konusunda iyimser kalmaya devam etti.)
Hemen Yorum Yaz