Relive İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Relive İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Relive

Relive Türkçe anlamı “yeniden yaşamak” veya “geçmişi canlandırmak” olan bir fiildir. Aşağıda Relive kelimesinin İngilizce cümle içinde kullanımına örnekler verilmiştir:

  1. I love to relive my childhood memories.
    (Tekrar çocukluğumun hatıralarını yaşamayı seviyorum.)

  2. The film made me relive my college days.
    (Film, üniversite günlerimi yeniden yaşamama neden oldu.)

  3. She tried to relive her youth by dressing like a teenager.
    (O, gençliğini bir genç gibi giyinerek yeniden yaşamaya çalıştı.)

  4. We can never relive those moments again.
    (O anları bir daha asla yaşayamayız.)

  5. The book helped him to relive the experiences of the war.
    (Kitap, onun savaş deneyimlerini yeniden yaşamasına yardımcı oldu.)

  6. Every time I visit my hometown, I relive my childhood memories.
    (Her seferinde memleketimi ziyaret ettiğimde, çocukluğumun hatıralarını yeniden yaşarım.)

  7. Watching the old video made me relive my wedding day.
    (Eski videoları izlemek beni evlilik günümü tekrar yaşamama neden oldu.)

  8. He wanted to relive the excitement of his first skydiving experience.
    (O, ilk paraşütle atlama deneyimindeki heyecanı yeniden yaşamak istedi.)

  9. The reunion allowed us to relive our high school memories.
    (Buluşma bize lise yıllarımızı yeniden yaşama imkanı verdi.)

  10. I wish I could relive my trip to Europe.
    (Avrupa seyahatimi yeniden yaşayabilsem keşke.)

  11. The photograph made her relive the happy moments of her life.
    (Fotoğraf, hayatındaki mutlu anları yeniden yaşamasına neden oldu.)

  12. He was trying to relive the glory days of his career.
    (O, kariyerinin şanlı günlerini yeniden yaşamaya çalışıyordu.)

  13. The museum exhibit helped visitors to relive the history of the city.
    (Müze sergisi, ziyaretçilerin şehir tarihini yeniden yaşamasına yardımcı oldu.)

  14. The smell of the sea made me relive my childhood beach vacations.
    (Deniz kokusu, çocukluğumdaki plaj tatillerimi yeniden yaşamama neden oldu.)

  15. She was trying to relive the excitement of her first love.
    (O, ilk aşkındaki heyecanı yeniden yaşamaya çalışıyordu.)

  16. The virtual reality experience allowed users to relive historical events.
    (Sanal gerçeklik deneyimi, kullanıcıların tarihi olayları yeniden yaşamasına izin verdi.)

  17. The old photographs made her relive the memories of her deceased grandparents.
    (Eski fotoğraflar, onun ölmüş büyük anne ve büyükbabasının hatıralarını yeniden yaşamasına neden oldu.)

  18. The smell of the bakery made him relive his childhood days.
    (Fırın kok

  1. The song on the radio made her relive the emotions of her first heartbreak.
    (Radyoda çalan şarkı, ilk kalp kırıklığı hislerini yeniden yaşamasına neden oldu.)

  2. He wanted to relive the thrill of winning the championship game.
    (O, şampiyonluk maçını kazanmanın heyecanını yeniden yaşamak istedi.)

Bu örnek cümlelerde Relive kelimesi, geçmiş anıları veya deneyimleri yeniden canlandırmak için kullanılmıştır. Bu fiil, insanların geçmişteki mutlu veya önemli anılarını yeniden yaşamalarına izin verir.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.