Releasable İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Releasable İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Releasable (Serbest Bırakılabilir) Nedir?

Releasable, serbest bırakılabilir anlamına gelir. Bir ürün veya hizmetin satışa sunulabilir veya kullanılabilir durumda olması anlamını taşır.

Örnek cümleler:

1. The software is now releasable after months of development. (Yazılım geliştirmenin aylarca sürmesinin ardından şimdi serbest bırakılabilir durumda.)
2. The company is making sure that the product is releasable before launching it. (Şirket, ürünü piyasaya sürmeden önce serbest bırakılabilir olduğundan emin oluyor.)
3. The developer needs to fix a few bugs before the code is releasable. (Geliştiricinin kodu serbest bırakılabilir hale getirmeden önce birkaç hatayı düzeltmesi gerekiyor.)
4. The prototype is not yet releasable to the public. (Prototip henüz halka serbest bırakılabilir değil.)
5. The software needs to go through a testing phase before it becomes releasable. (Yazılımın serbest bırakılabilir hale gelmeden önce bir test aşamasından geçmesi gerekiyor.)
6. The team is working hard to make the product releasable on time. (Ekip, ürünü zamanında serbest bırakılabilir hale getirmek için çalışıyor.)
7. The company is delaying the release until the product is fully releasable. (Şirket, ürün tamamen serbest bırakılabilir hale gelinceye kadar piyasaya sürmeyi erteleyecek.)
8. The developer is making some final adjustments to make the product releasable. (Geliştirici, ürünü serbest bırakılabilir hale getirmek için son ayarlamaları yapıyor.)
9. The team is confident that the product will be releasable soon. (Ekip, ürünün yakında serbest bırakılabilir hale geleceğinden emin.)
10. The company is working on making the product more releasable for international markets. (Şirket, ürünü uluslararası pazarlar için daha serbest bırakılabilir hale getirmek için çalışıyor.)
11. The software development process is almost complete and the product is almost releasable. (Yazılım geliştirme süreci neredeyse tamamlandı ve ürün neredeyse serbest bırakılabilir durumda.)
12. The team is working on making the product more user-friendly before making it releasable. (Ekip, ürünü serbest bırakılabilir hale getirmeden önce daha kullanıcı dostu hale getirmek üzerinde çalışıyor.)
13. The company is holding a press conference to announce the releasable date for the product. (Şirket, ürün için serbest bırakılabilir tarihi duyurmak için bir basın toplantısı düzenliyor.)
14. The software company is releasing a new, more advanced and releasable version of its popular app. (Yazılım şirketi

14. (devamı) popüler uygulamasının daha gelişmiş ve serbest bırakılabilir yeni bir sürümünü piyasaya sürüyor.)
15. The product needs to meet certain quality standards before it can be considered releasable. (Ürün, serbest bırakılabilir olarak kabul edilmeden önce belirli kalite standartlarını karşılamalıdır.)
16. The company is offering a discount to customers who pre-order the releasable version of the product. (Şirket, ürünün serbest bırakılabilir versiyonunu önceden sipariş eden müşterilere indirim yapıyor.)
17. The team is working on adding new features to make the product more releasable. (Ekip, ürünü daha serbest bırakılabilir hale getirmek için yeni özellikler eklemek üzerinde çalışıyor.)
18. The software needs to be tested on different devices before it is considered releasable. (Yazılımın serbest bırakılabilir olarak kabul edilmeden önce farklı cihazlarda test edilmesi gerekiyor.)
19. The company is hiring more developers to make the product releasable faster. (Şirket, ürünü daha hızlı bir şekilde serbest bırakılabilir hale getirmek için daha fazla geliştirici işe alıyor.)
20. The product is now releasable and available for purchase on the company’s website. (Ürün şimdi serbest bırakılabilir ve şirketin web sitesinden satın alınabilir durumda.)