Refrigerator İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Refrigerator İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Refrigerator – Buzdolabı

Refrigerator is an essential household appliance used for storing food and drinks at a low temperature to prevent spoilage. Here are 20 example sentences using the word “refrigerator” in context:

1. I need to clean out the refrigerator, it’s starting to smell. (Buzdolabını temizlemem lazım, kokmaya başladı.)
2. I forgot to put the leftovers in the refrigerator last night. (Dün gece yemek artıklarını buzdolabına koymayı unuttum.)
3. The refrigerator is making a strange noise, I think it might be broken. (Buzdolabı garip bir ses çıkarıyor, sanırım bozuldu.)
4. Can you grab me a soda from the refrigerator? (Buzdolabından bana bir gazoz alır mısın?)
5. I always keep a spare bottle of water in the refrigerator. (Her zaman buzdolabında yedek bir su şişesi bulundururum.)
6. The refrigerator door was left open all night and all the food spoiled. (Buzdolabı kapısı tüm gece açık kaldı ve tüm yiyecekler bozuldu.)
7. I like to keep my fruits and vegetables in the refrigerator to keep them fresh longer. (Meyve ve sebzelerimi buzdolabında saklamayı severim, daha uzun süre taze kalırlar.)
8. The refrigerator has a built-in ice maker. (Buzdolabı dahili buz yapıcısıyla birlikte geliyor.)
9. My mother always keeps a pad of paper and pen on the refrigerator for grocery lists. (Annem market alışveriş listeleri için her zaman bir kağıt ve kalem buzdolabında tutar.)
10. The refrigerator is so full, I can’t fit anything else in there. (Buzdolabı o kadar dolu ki, içine başka bir şey sığdıramıyorum.)
11. The refrigerator is energy efficient and helps save on electricity bills. (Buzdolabı enerji tasarruflu ve elektrik faturalarında tasarruf sağlıyor.)
12. I’m going to defrost the refrigerator, it’s built up a lot of ice. (Buzdolabını çözmem gerekiyor, çok fazla buzlanma oluştu.)
13. The refrigerator is a modern convenience that we often take for granted. (Buzdolabı, sık sık göz ardı ettiğimiz modern bir kolaylıktır.)
14. I need to organize the refrigerator, everything is all mixed up. (Buzdolabını düzenlemem lazım, her şey karıştı.)
15. The refrigerator has adjustable shelves to accommodate larger items. (Buzdolabının ayarlanabilir rafları daha büyük öğeleri sığdırmak için kullanılabilir.)
16. My grandmother still has an old-fashioned refrigerator with a latch handle. (Büyükannem hala kilitli bir kulplu eski tip bir buzdolabı kullanıyor.)
17. The refrigerator light bulb needs to be replaced, it’s been flickering. (Buzdolabı lambası değiştirilmeli, titriyor.)
18. The refrigerator has a built-in water

and ice dispenser. (Buzdolabında dahili su ve buz dağıtıcısı bulunuyor.)
19. The refrigerator was invented in the early 1900s and has since become a household staple. (Buzdolabı 1900’lerin başında icat edildi ve o zamandan beri bir evin vazgeçilmez bir parçası haline geldi.)

20. I always check the expiration dates on food before putting them in the refrigerator. (Yiyecekleri buzdolabına koymadan önce son kullanma tarihlerine her zaman bakarım.)

Overall, the refrigerator has revolutionized the way we store and preserve food, making it an indispensable appliance in modern homes.