Gown İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Gown İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Gown

Gown, genellikle kadınlar tarafından giyilen uzun elbise anlamına gelir. İşte “gown” kelimesi ile kullanılabilecek 20 örnek cümle:

1. She looked stunning in her red gown. (O, kırmızı elbisesiyle harika görünüyordu.)
2. The bride wore a beautiful white gown on her wedding day. (Gelin düğün gününde güzel beyaz bir elbise giydi.)
3. The actress appeared on the red carpet in a glamorous gown. (Aktris gösterişli bir elbiseyle kırmızı halıda göründü.)
4. The hospital provided her with a medical gown to wear during her examination. (Hastane, muayenesi sırasında giymesi için ona bir tıbbi önlük verdi.)
5. The designer spent months creating the perfect gown for the fashion show. (Tasarımcı, moda gösterisi için mükemmel bir elbise yaratmak için aylarını harcadı.)
6. She wore a silk gown to the opera. (O, operaya ipek bir elbise giydi.)
7. The princess’s ball gown was made of the finest fabrics. (Prensesin balo elbisesi en kaliteli kumaşlardan yapılmıştı.)
8. The graduation ceremony required students to wear academic gowns. (Mezuniyet töreni öğrencilerin akademik cüppeler giymelerini gerektiriyordu.)
9. The fashion model strutted down the runway in a stunning black gown. (Moda modeli göz kamaştırıcı siyah bir elbiseyle pistte yürüdü.)
10. The doctor put on a sterile gown and gloves before performing the surgery. (Doktor ameliyat yapmadan önce steril bir önlük ve eldiven giydi.)
11. She felt like a princess in her long, flowing gown. (Uzun, akışkan elbisesiyle bir prenses gibi hissetti.)
12. The choir members wore matching robes and gowns for their performance. (Koro üyeleri performansları için uyumlu cüppeler ve elbiseler giydi.)
13. The hostess wore a simple yet elegant gown to the dinner party. (Ev sahibesi yemeğe basit ama şık bir elbise giydi.)
14. The prom queen wore a sparkling silver gown to the dance. (Mavi balo kraliçesi dansa parlak gümüş bir elbise giydi.)
15. The museum displayed a collection of historic gowns from the 18th century. (Müze 18. yüzyıldan kalma tarihi elbiselerin bir koleksiyonunu sergiledi.)
16. She wore a thick, fluffy gown to stay warm during the winter months. (Kış aylarında sıcak kalmak için kalın, kabarık bir elbise giydi.)
17. The opera singer wore a beautiful gown designed by a famous fashion designer. (Opera şarkıcısı ünlü bir moda tasarımcısı tarafından tasarlanmış güzel bir elbise giydi.)
18. The bride’s mother wore a stunning lavender gown to the wedding. (

Groom’s mother wore a matching dress in the same color.) (Gelinin annesi düğüne aynı renkte uyumlu bir elbise giydi.)
19. The hospital staff instructed her to change into a hospital gown before her surgery. (Hastane personeli, ameliyatından önce hastane önlüğü giymesi konusunda ona talimat verdi.)

20. The fashion designer’s latest collection featured a variety of elegant gowns in different colors and styles. (Moda tasarımcısının son koleksiyonu farklı renklerde ve stillerde birçok şık elbise içeriyordu.)