Reflect İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Reflect İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Türkçe Anlamı: Yansıtmak, düşünmek, değerlendirmek, yansıtmak, aynalı yüzeyde yansıtmak
- As I reflect on my past mistakes, I realize how much I’ve learned. (Geçmiş hatalarımı düşündükçe ne kadar çok öğrendiğimi fark ediyorum.)
- The water reflects the sunlight beautifully. (Su güneş ışınlarını güzel bir şekilde yansıtıyor.)
- She paused for a moment to reflect on what she had just heard. (Duyduğu şeyleri düşünmek için bir an durakladı.)
- The artist used a mirror to reflect his own face in the painting. (Sanatçı, resminde kendi yüzünü yansıtmak için bir ayna kullandı.)
- The city lights reflect off the river at night. (Şehir ışıkları gece boyunca nehirde yansır.)
- I like to reflect on the meaning of life. (Hayatın anlamı üzerine düşünmeyi seviyorum.)
- The new painting reflects the artist’s mood. (Yeni tablo, sanatçının ruh halini yansıtıyor.)
- His actions reflect his beliefs. (Eylemleri inançlarını yansıtır.)
- The mirror in the hallway reflects the entire room. (Holdeki ayna odanın tamamını yansıtır.)
- She reflected on her choices and made a decision. (Seçimlerine dair düşündü ve bir karar verdi.)
- The company’s profits reflect its successful marketing strategy. (Şirketin karı, başarılı pazarlama stratejisini yansıtır.)
- The lake reflects the mountains in the background. (Göl, arka plandaki dağları yansıtır.)
- The situation made her reflect on her priorities. (Durum onun önceliklerini düşünmesine neden oldu.)
- The glass on the building reflects the sky. (Binanın camı gökyüzünü yansıtır.)
- The novel reflects the author’s personal experiences. (Roman, yazarın kişisel deneyimlerini yansıtır.)
- His actions do not reflect well on his character. (Eylemleri karakteri açısından iyi bir izlenim vermez.)
- The painting reflects the artist’s attention to detail. (Tablo, sanatçının detaylara olan dikkatini yansıtır.)
- The words she spoke reflected her true feelings. (Söylediği sözler gerçek hislerini yansıtıyordu.)
- The car’s windows reflect the sun’s rays. (Arabanın camları güneş ışınlarını yansıtır.)
- He took a moment to reflect on how far he had come. (Nereye kadar geldiğini düşünmek için bir an durdu.)
- The building’s design reflects the culture of the city. (Binanın tasarımı şehrin kültürünü yansıtır.)
- The speech made her reflect on the importance of education. (Konuşma, onun eğitimin önemini düşünmesine neden oldu.)
- The bright colors in the painting reflect the artist’s joyful personality. (Tablodaki parlak renkler, sanatçının neşeli kişiliğini yansıtır.)
- The poem reflects the author’s deep emotions. (Şiir, yazarın derin duygularını yansıtır.)
- The shiny surface of the table reflects everything on top of it. (Masaın parlak yüzeyi, üzerindeki her şeyi yansıtır.)
- The company’s values are reflected in its mission statement. (Şirketin değerleri, misyon açıklamasında yansıtılır.)
- She spent hours reflecting on the meaning of the dream. (Rüyanın anlamını düşünmek için saatler harcadı.)
- The calm lake reflected the peacefulness of the surrounding area. (Sakin göl, çevresinin huzurlu atmosferini yansıttı.)
- The decision reflects the board’s commitment to sustainability. (Karar, yönetim kurulunun sürdürülebilirliğe olan bağlılığını yansıtır.)
- The statue reflected the artist’s attention to detail and realism. (Heykel, sanatçının detaya ve gerçekçiliğe olan dikkatini yansıtır.)
Hemen Yorum Yaz