Red İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Red İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Red İle İlgili Cümleler

Red kelimesi Türkçe’de “kırmızı” anlamına gelir. Ayrıca “reddetmek” fiili ile de kullanılır.

  1. The red apple on the table looks delicious. (Masa üzerindeki kırmızı elma lezzetli görünüyor.)
  2. She was wearing a red dress to the party. (Partiye kırmızı bir elbise giymişti.)
  3. He saw a red flag waving in the wind. (Rüzgarda dalgalanan kırmızı bir bayrak gördü.)
  4. The traffic light turned red, and we had to stop. (Trafik lambası kırmızıya döndü ve durmak zorunda kaldık.)
  5. The team wore red jerseys for the match. (Takım maçta kırmızı formalar giydi.)
  6. The flowers in the garden are mostly red. (Bahçedeki çiçeklerin çoğu kırmızı.)
  7. Red is my favorite color. (Kırmızı benim favori rengim.)
  8. She painted her nails bright red. (Tırnaklarını parlak kırmızıya boyadı.)
  9. The car was a bright shade of red. (Araba parlak bir kırmızı renkteydi.)
  10. The red carpet was laid out for the VIP guests. (VIP misafirler için kırmızı halı serildi.)
  11. He received a red card for his foul. (Faulü nedeniyle kırmızı kart gördü.)
  12. She felt a sudden redness in her cheeks. (Yüzünde aniden bir kızarıklık hissetti.)
  13. The sunset sky turned red and orange. (Güneş battığında gökyüzü kırmızı ve turuncuya döndü.)
  14. Red wine pairs well with steak. (Kırmızı şarap, biftek ile iyi gider.)
  15. The logo of the company is a red circle. (Şirketin logosu kırmızı bir daire.)
  16. The teacher marked the incorrect answers in red. (Öğretmen yanlış cevapları kırmızıyla işaretledi.)
  17. The traffic was so bad, I saw red lights for hours. (Trafik o kadar kötüydü ki saatlerce kırmızı ışıkları gördüm.)
  18. She rejected the proposal and red his advances. (Teklifi reddetti ve yaklaşımlarını geri çevirdi.)
  19. The warning sign was printed in bold red letters. (Uyarı işareti kalın kırmızı harflerle yazılmıştı.)
  20. He felt a wave of red anger wash over him. (Üzerine kırmızı öfke dalgası çöktüğünü hissetti.)
  1. The famous painting, The Persistence of Memory, has red ants crawling on a clock. (Ünlü tablo, Belleğin Kalıcılığı, saatin üzerinde tırmanan kırmızı karıncaları gösterir.)
  2. The football team changed their uniform to red and black this season. (Futbol takımı bu sezon kırmızı ve siyah renkte forma değiştirdi.)
  3. The red balloon floated up into the sky. (Kırmızı balon gökyüzüne doğru yükseldi.)
  4. She tried to hide her embarrassment, but her face turned bright red. (Utancını gizlemeye çalıştı, ama yüzü parlak kırmızı oldu.)
  5. The company’s financial report showed a red balance sheet. (Şirketin finansal raporu kırmızı bir bilanço tablosu gösterdi.)
  6. The stop sign is bright red with white letters. (Dur işareti beyaz harflerle parlak kırmızı renktedir.)
  7. The red pepper added a spicy kick to the dish. (Kırmızı biber yemeğe baharatlı bir tat kattı.)
  8. She painted the front door red to make the house stand out. (Ev fark edilsin diye ön kapıyı kırmızıya boyadı.)
  9. The bull charged at the matador’s red cape. (Boğa matadorun kırmızı pelerinine saldırdı.)
  10. She could see the red lights of the city from her hotel room. (Otel odasından şehrin kırmızı ışıklarını görebiliyordu.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.