Arrogantly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Arrogantly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Arrogantly Nedir?

Arrogantly kelimesi, kendini beğenmiş ve kibirli bir tavırla hareket eden kişileri ya da davranışları ifade etmek için kullanılır.

Örnek Cümleler:

  1. She walked into the room arrogantly, as if she owned the place. (O, sanki oranın sahibiymiş gibi, kendini beğenmiş bir şekilde odaya girdi.)
  2. He spoke arrogantly to the waiter, demanding special treatment. (Garsona kendini beğenmiş bir şekilde konuşarak özel muamele istedi.)
  3. The company CEO acted arrogantly towards his employees, causing low morale in the workplace. (Şirket CEO’su, çalışanlarına karşı kendini beğenmiş bir tavırla hareket ederek işyerinde düşük moral seviyesine neden oldu.)
  4. The politician’s arrogantly claimed that his ideas were the only ones worth considering. (Politikacı, fikirlerinin dikkate alınmaya değer tek fikirler olduğunu kendini beğenmiş bir şekilde iddia etti.)
  5. She dismissed her colleague’s suggestions arrogantly, without even considering them. (O, meslektaşının önerilerini bile dikkate almadan kendini beğenmiş bir şekilde reddetti.)
  6. The customer spoke to the salesperson arrogantly, expecting to get what she wanted. (Müşteri, istediği şeyi almayı umarak satıcıya kendini beğenmiş bir şekilde konuştu.)
  7. He arrogantly ignored his doctor’s advice and ended up with a serious health problem. (Doktorunun tavsiyelerini kendini beğenmiş bir şekilde görmezden geldi ve ciddi bir sağlık sorunu yaşadı.)
  8. The manager behaved arrogantly towards his subordinates, making it difficult for them to work efficiently. (Yönetici, astlarına karşı kendini beğenmiş bir tavırla hareket ederek onların verimli çalışmalarını zorlaştırdı.)
  9. The actress arrived at the premiere arrogantly, expecting everyone to pay attention to her. (Oyuncu, herkesin kendisine dikkat etmesini umarak, prömiyere kendini beğenmiş bir şekilde geldi.)
  10. He spoke arrogantly about his accomplishments, never giving credit to his team. (Kendini beğenmiş bir şekilde başarılarından bahsetti ve takımına hiç kredi vermedi.)
  11. She arrogantly assumed that she was the best candidate for the job, despite lacking the necessary qualifications. (Gereken niteliklere sahip olmamasına rağmen iş için en iyi aday olduğunu kendini beğenmiş bir şekilde varsaydı.)
  12. The celebrity acted arrogantly towards his fans, refusing to take pictures with them. (Ünlü, hayranlarına kendini beğenmiş bir şekilde davranarak onlarla fotoğraf çektirmeyi reddetti.)
  13. The coach spoke arrogantly to his players, making them feel unimportant. (Antrenör, oyuncularına kendini beğenmiş

bir şekilde konuşarak onların önemsiz hissetmelerine neden oldu.)
14. The student answered the teacher’s question arrogantly, thinking he knew everything. (Öğrenci, her şeyi bildiğini düşünerek öğretmenin sorusuna kendini beğenmiş bir şekilde cevap verdi.)

  1. The wealthy businessman behaved arrogantly towards his employees, treating them like servants. (Zengin iş adamı, çalışanlarına hizmetçiler gibi davranarak kendini beğenmiş bir şekilde hareket etti.)
  2. She spoke arrogantly about her expensive possessions, making her friends feel inferior. (O, pahalı eşyalarından kendini beğenmiş bir şekilde bahsederek arkadaşlarının kendilerini aşağılık hissetmelerine neden oldu.)
  3. The politician’s arrogantly dismissed the concerns of the working class, focusing only on the interests of the wealthy. (Politikacı, çalışan sınıfın endişelerini kendini beğenmiş bir şekilde reddederek sadece zenginlerin çıkarlarına odaklandı.)
  4. He walked arrogantly through the crowded room, pushing people aside. (Kalabalık odanın içinden kendini beğenmiş bir şekilde yürüyerek insanları iterek geçti.)
  5. The designer acted arrogantly towards the client, insisting that his vision was the only right one. (Tasarımcı, müşterisine karşı kendini beğenmiş bir şekilde davranarak kendi vizyonunun tek doğru olanı olduğunu ısrarla belirtti.)
  6. The athlete spoke arrogantly about his achievements, forgetting the hard work and dedication of his team. (Sporcu, takımının sıkı çalışma ve özverisini unutarak kendi başarılarından kendini beğenmiş bir şekilde bahsetti.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.