Reappropriation İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Reappropriation İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Reappropriation Nedir?


Reappropriation, önceden belirli bir anlama veya kullanıma sahip olan bir kelimenin, terimin veya sembolün yeni bir anlama veya kullanıma yönlendirilmesi işlemidir. Bu genellikle, önceden tahsis edilmiş olan anlamın veya kullanımın sorgulanması veya eleştirilmesiyle ilgilidir ve bu nedenle çoğunlukla politik bir amaç taşır. Reappropriation, söz konusu kelime veya sembolün, önceden zarar veren veya aşağılayıcı bir kullanımdan, pozitif veya güçlendirici bir kullanıma yönlendirilmesi için de kullanılabilir.

Örnek cümleler:

  1. Reappropriation can be a powerful tool for marginalized groups seeking to reclaim words and symbols that have been used to oppress them. (Yeniden kullanım, baskı altında kalan gruplar için onları baskılamak için kullanılan sözcük ve sembollerin geri kazanılması için güçlü bir araç olabilir.)

  2. Some feminist artists have used reappropriation to subvert traditional gender roles and expectations. (Bazı feminist sanatçılar, geleneksel cinsiyet rollerini ve beklentilerini altüst etmek için yeniden kullanım yapmışlardır.)

  3. The LGBTQ+ community has successfully engaged in the reappropriation of the word “queer” as a positive and empowering term. (LGBTQ+ topluluğu, “queer” kelimesinin olumlu ve güçlendirici bir terim olarak yeniden kullanımında başarılı olmuştur.)

  4. Some activists argue that the reappropriation of offensive language can help to neutralize its power to hurt and offend. (Bazı aktivistler, ofansif dilin yeniden kullanımının, incitme ve rencide etme gücünü nötralize etmeye yardımcı olabileceğini savunuyorlar.)

  5. The Black Lives Matter movement has used reappropriation to turn the phrase “black lives matter” from a controversial statement into a rallying cry for social justice. (Black Lives Matter hareketi, “siyah hayatlar önemlidir” sözünü tartışmalı bir ifadeden sosyal adalet için bir slogan haline getirmek için yeniden kullanım yapmıştır.)

  6. The punk rock movement in the 1970s and 80s was known for its reappropriation of safety pins and other everyday objects as fashion accessories. (1970’ler ve 80’lerde punk rock hareketi, güvenlik iğneleri ve diğer günlük nesneleri moda aksesuarları olarak yeniden kullanmasıyla tanınırdı.)

  7. Indigenous peoples around the world are engaging in reappropriation of their traditional arts and crafts as a way to celebrate and preserve their cultural heritage. (Dünya çapındaki yerli halklar, kültürel miraslarını kutlamak ve korumak için geleneksel sanat ve

el sanatlarının yeniden kullanımına başvuruyorlar.)

  1. The #MeToo movement has used reappropriation to turn the phrase “me too” from a personal confession to a powerful political statement. (#MeToo hareketi, “ben de” ifadesini kişisel bir itiraf yerine güçlü bir siyasi açıklama haline getirmek için yeniden kullanım yapmıştır.)

  2. The hip-hop community has a long tradition of reappropriation of samples and beats from other songs to create new and innovative music. (Hip-hop topluluğu, diğer şarkılardan örnekler ve ritimlerin yeniden kullanımıyla yeni ve yenilikçi müzikler oluşturma konusunda uzun bir geleneğe sahiptir.)

  3. Some feminists have used reappropriation to turn derogatory terms like “slut” and “whore” into positive and empowering terms. (Bazı feministler, “fahişe” gibi aşağılayıcı terimleri olumlu ve güçlendirici terimlere dönüştürmek için yeniden kullanım yapmışlardır.)

  4. The disability rights movement has used reappropriation to turn the word “crip” from a derogatory term into a term of pride and empowerment. (Engellilik hakları hareketi, “crip” kelimesini aşağılayıcı bir terimden gurur ve güçlendirme terimi haline getirmek için yeniden kullanım yapmıştır.)

  5. Some artists have used reappropriation to challenge dominant cultural narratives and assumptions. (Bazı sanatçılar, baskın kültürel anlatılara ve varsayımlara meydan okumak için yeniden kullanım yapmışlardır.)

  6. The queer community has used reappropriation to turn the word “gay” from a slur into a term of pride and identity. (Queer topluluğu, “gay” kelimesini bir hakaretten gurur ve kimlik terimine dönüştürmek için yeniden kullanım yapmıştır.)

  7. Some activists have used reappropriation to reclaim public spaces and symbols that have been co-opted by corporations or the state. (Bazı aktivistler, şirketler veya devlet tarafından ele geçirilen kamu alanlarını ve sembolleri yeniden kazanmak için yeniden kullanım yapmışlardır.)

  8. The feminist movement has used reappropriation to turn the phrase “the personal is political” into a rallying cry for women’s liberation. (Feminist hareket, “kişisel olan politiktir” ifadesini kadınların özgürleşmesi için bir slogan haline getirmek için yeniden kullanım yapmıştır.)

  9. Some indigenous artists have used reappropriation to reclaim their cultural heritage from museums and other institutions that have historically treated it as objects of study rather than living traditions. (Bazı yerli sanatçılar, kültürel miraslarını, tarih boyunca canlı gelenekler yerine araştır

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.