Realization İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Realization İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Realization

Realization, bir fikrin gerçekleştirilmesi veya bir şeyin var olduğunun fark edilmesi anlamına gelir.

  1. I had a realization that I had left my phone at home. (Farkına vardım ki telefonumu evde unutmuşum.)
  2. The realization of his dream was the happiest moment of his life. (Hayalinin gerçekleşmesi, hayatının en mutlu anıydı.)
  3. It took her a while to come to the realization that she was in love with him. (Aşık olduğunun farkına varması biraz zaman aldı.)
  4. The realization of how much he had hurt her made him feel ashamed. (Ona ne kadar zarar verdiğinin farkına varmak, utanç duymasına neden oldu.)
  5. The realization that he was going to be a father filled him with joy. (Baba olacağı gerçeği onu sevinçle doldurdu.)
  6. After years of hard work, the realization of his goal was finally within reach. (Yıllarca çalıştıktan sonra, hedefini gerçekleştirme fırsatı sonunda elde edildi.)
  7. The realization that he had been wrong all along was a humbling experience for him. (Bütün zaman boyunca yanlış olduğunun farkına varmak, onun için alçaltıcı bir deneyimdi.)
  8. The realization that she had been lied to hurt her deeply. (Yalan söylendiğinin farkına varmak, onu derinden yaraladı.)
  9. The realization that she was alone in the world made her feel vulnerable. (Dünyada yalnız olduğunun farkına varmak, onu savunmasız hissettirdi.)
  10. The realization that she had made a mistake made her feel foolish. (Hata yaptığının farkına varmak, onu aptal hissettirdi.)
  11. The realization that he had lost his job was a shock to him. (İşini kaybettiğinin farkına varmak, ona şok etkisi yarattı.)
  12. The realization that she had been taken advantage of angered her. (Kullanıldığının farkına varmak, onu öfkelendirdi.)
  13. The realization that he had been neglecting his health made him take action. (Sağlığına önem vermediğinin farkına varmak, onu harekete geçirdi.)
  14. The realization that he had been procrastinating his work made him feel guilty. (İşini ertelediğinin farkına varmak, onu suçlu hissettirdi.)
  15. The realization that she had been living in denial was a turning point for her. (Reddederek yaşadığının farkına varmak, onun için bir dönüm noktası oldu.)
  16. The realization that he had been wasting his time on social media made him rethink his priorities. (Sosyal medyada zaman kaybettiğinin farkına varmak, önceliklerini yeniden düşünmesine neden oldu.)
  17. The realization that she had a talent for singing gave her confidence. (Şarkı söyleme yeteneğine sahip olduğunun farkına varmak, ona
  1. The realization that he had been neglecting his family made him feel guilty and he decided to make amends. (Ailesini ihmal ettiğinin farkına varmak, onu suçlu hissettirdi ve telafi etmeye karar verdi.)
  2. The realization that she had been underestimating her abilities gave her the courage to pursue her dreams. (Kabiliyetlerini küçümsediğinin farkına varmak, hayallerini takip etme cesaretini verdi.)
  3. The realization that he had been taking his loved ones for granted made him appreciate them more. (Sevdiklerini doğal karşıladığının farkına varmak, onları daha çok takdir etmesine neden oldu.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.