Appreciator-Appreciatory İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Appreciator-Appreciatory Nedir?
Appreciator-Appreciatory, bir şeyi takdir eden, değer veren veya takdir edici anlamına gelir. Appreciator, takdir eden kişi anlamına gelirken, appreciatory ise takdir edici anlamına gelir.
Örnek Cümleler:
- I am an appreciator of art. (Sanata takdir eden biriyim.)
- His appreciatory comments made her day. (Onun takdir edici yorumları onun gününü aydınlattı.)
- She is an appreciator of good food. (O, lezzetli yemeğe değer veren bir kişidir.)
- The appreciator of the painting stood in front of it for hours. (Tablonun takdir eden kişisi saatlerce önünde durdu.)
- The audience gave an appreciatory applause to the performance. (İzleyiciler performansa takdir edici bir alkış verdiler.)
- As an appreciator of beauty, he found the sunset mesmerizing. (Güzelliğe değer veren biri olarak, o gün batımını büyüleyici buldu.)
- Her appreciatory words brought tears to my eyes. (Onun takdir edici sözleri gözlerimden yaş getirdi.)
- The appreciator of the sculpture could see the artist’s vision in every detail. (Heykelin takdir eden kişisi, sanatçının vizyonunu her ayrıntıda görebildi.)
- He was an appreciator of classical music, but also enjoyed listening to pop songs. (O, klasik müziğe değer veren biriydi, ancak pop şarkıları dinlemekten de keyif alırdı.)
- The appreciatory tone of his voice made her feel appreciated. (Onun takdir edici ses tonu, kendini takdir edilmiş hissettirdi.)
- As an appreciator of nature, he always took his time on walks. (Doğaya değer veren biri olarak, yürüyüşlerinde her zaman vakit ayırırdı.)
- The appreciatory glances from the audience made her feel proud of her performance. (İzleyicilerin takdir edici bakışları performansından gurur duymasını sağladı.)
- The appreciator of the book found the plot to be captivating. (Kitabın takdir eden kişisi, hikayeyi büyüleyici buldu.)
- Her appreciatory gestures showed how much she valued their friendship. (Onun takdir edici jestleri, arkadaşlıklarının ne kadar değerli olduğunu gösterdi.)
- The appreciator of the play gave it a standing ovation. (Oyunun takdir eden kişisi, ayakta alkışladı.)
- As an appreciator of history, he loved visiting museums. (Tarihe değer veren biri olarak, müzeleri ziyaret etmekten hoşlanırdı.)
- The appreciatory message he received from his boss made his day. (Patronundan aldığı takdir edici mesaj onun gününü aydınlattı
-
The appreciator of the movie loved the cinematography and the acting. (Filmin takdir eden kişisi, sinematografiyi ve oyunculuğu sevdi.)
-
Her appreciatory attitude towards her colleagues made her a great team player. (Meslektaşlarına karşı takdir edici tavrı, onu harika bir takım oyuncusu yaptı.)
-
The appreciator of fashion admired the designer’s creativity and attention to detail. (Modaya değer veren kişi, tasarımcının yaratıcılığını ve ayrıntılara verdiği önemi takdir etti.)
-
Sanata takdir eden biriyim.
-
Onun takdir edici yorumları onun gününü aydınlattı.
-
O, lezzetli yemeğe değer veren bir kişidir.
-
Tablonun takdir eden kişisi saatlerce önünde durdu.
-
İzleyiciler performansa takdir edici bir alkış verdiler.
-
Güzelliğe değer veren biri olarak, o gün batımını büyüleyici buldu.
-
Onun takdir edici sözleri gözlerimden yaş getirdi.
-
Heykelin takdir eden kişisi, sanatçının vizyonunu her ayrıntıda görebildi.
-
O, klasik müziğe değer veren biriydi, ancak pop şarkıları dinlemekten de keyif alırdı.
-
Onun takdir edici ses tonu, kendini takdir edilmiş hissettirdi.
-
Doğaya değer veren biri olarak, yürüyüşlerinde her zaman vakit ayırırdı.
-
İzleyicilerin takdir edici bakışları performansından gurur duymasını sağladı.
-
Kitabın takdir eden kişisi, hikayeyi büyüleyici buldu.
-
Onun takdir edici jestleri, arkadaşlıklarının ne kadar değerli olduğunu gösterdi.
-
Oyunun takdir eden kişisi, ayakta alkışladı.
-
Tarihe değer veren biri olarak, müzeleri ziyaret etmekten hoşlanırdı.
-
Patronundan aldığı takdir edici mesaj onun gününü aydınlattı.
-
Filmin takdir eden kişisi, sinematografiyi ve oyunculuğu sevdi.
-
Meslektaşlarına karşı takdir edici tavrı, onu harika bir takım oyuncusu yaptı.
-
Modaya değer veren kişi, tasarımcının yaratıcılığını ve ayrıntılara verdiği önemi takdir etti.
Hemen Yorum Yaz