Ravishing İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Ravishing Nedir?
Ravishing kelimesi İngilizce bir sıfat olup, Türkçe karşılığı “çekici, göz kamaştırıcı, büyüleyici” gibi anlamlara gelmektedir.
Örnek Cümleler:
-
She looked absolutely ravishing in her red evening gown.
(Türkçe: Kırmızı gece elbisesiyle tamamen göz kamaştırıcı görünüyordu.) -
The view from the top of the mountain was simply ravishing.
(Türkçe: Dağın tepesinden manzara sadece büyüleyiciydi.) -
The ravishing aroma of freshly baked bread filled the air.
(Türkçe: Taze pişmiş ekmeklerin büyüleyici kokusu havayı doldurdu.) -
She had a ravishing smile that could light up a room.
(Türkçe: Odanın içini aydınlatan büyüleyici bir gülümsemesi vardı.) -
The actress wore a ravishing diamond necklace on the red carpet.
(Türkçe: Aktris kırmızı halıda büyüleyici bir elmas kolye takmıştı.) -
The sunset over the ocean was a ravishing sight to behold.
(Türkçe: Deniz üzerindeki günbatımı görülmeye değer bir manzaraydı.) -
The ballroom was decorated in a ravishing display of flowers and lights.
(Türkçe: Balo salonu çiçekler ve ışıklarla göz kamaştırıcı bir şekilde dekore edilmişti.) -
The model’s ravishing beauty made her stand out from the other contestants.
(Türkçe: Modelin büyüleyici güzelliği diğer yarışmacılardan ayrılmasını sağladı.) -
The perfume she was wearing had a ravishing floral scent.
(Türkçe: Kullandığı parfümün büyüleyici çiçek kokusu vardı.) -
The ballerina’s ravishing performance left the audience in awe.
(Türkçe: Bale dansçısının göz kamaştırıcı performansı izleyicileri hayran bıraktı.) -
The ravishing blue of the ocean was mesmerizing.
(Türkçe: Denizin büyüleyici mavisi hipnotize ediciydi.) -
The bride looked ravishing in her white wedding gown.
(Türkçe: Gelin beyaz gelinlikte büyüleyici görünüyordu.) -
The historical monument was a ravishing sight to see.
(Türkçe: Tarihi anıt görülmeye değer bir manzaraydı.) -
The painting was a ravishing work of art.
(Türkçe: Tablo büyüleyici bir sanat eseriydi.) -
The ballroom dancer’s ravishing moves were breathtaking.
(Türkçe: Balo dansçısının büyüleyici hareketleri nefes kesiciydi.) -
The food at the restaurant was ravishing and delicious
-
The city lights at night were a ravishing sight.
(Türkçe: Gece şehir ışıkları büyüleyici bir manzara oluşturuyordu.) -
The singer’s ravishing voice brought tears to my eyes.
(Türkçe: Şarkıcının büyüleyici sesi gözlerimde yaşlar oluşmasına neden oldu.) -
The sunset over the mountains was ravishingly beautiful.
(Türkçe: Dağların üzerindeki günbatımı büyüleyici bir güzellikteydi.) -
The ravishing decorations at the party created a festive atmosphere.
(Türkçe: Partideki büyüleyici süslemeler coşkulu bir atmosfer yarattı.)
Hemen Yorum Yaz