Rattle İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Rattle İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Rattle

Rattle kelimesi, çıngırak sesi çıkarmak, tıkırdamak anlamına gelir.

  1. The train rattle ed along the tracks. (Tren raylar boyunca tıkırdadı.)
  2. The baby shook the rattle and laughed. (Bebek çıngırak salladı ve güldü.)
  3. The wind rattled the windows. (Rüzgar pencereleri çıngırağıtı.)
  4. The old truck rattle d down the road. (Eski kamyon yolda tıkırdadı.)
  5. He was so nervous his teeth were rattle ing. (O kadar sinirliydi ki dişleri tıkırdıyordu.)
  6. She rattle d the keys in her pocket. (Cebindeki anahtarları çıngırdatıyordu.)
  7. The snake rattle d its tail warningly. (Yılan kuyruğunu uyarıcı bir şekilde çıngırdatdı.)
  8. The hailstones rattle d on the roof. (Dolu taşları çatıda tıkırdıyordu.)
  9. The dishes in the cupboard rattle d as the earthquake struck. (Deprem vurduğunda dolaptaki tabaklar çıngırakladı.)
  10. The machine rattle d as it started up. (Makine çalıştığında tıkırdıyordu.)
  11. The bones in the skeleton rattle d as the wind blew through the museum. (Rüzgar müzeden geçtiğinde iskeletin kemikleri çıngırakladı.)
  12. The loose doorknob rattle d every time someone walked by. (Sallanan kapı kolu herkes geçtiğinde çıngırakladı.)
  13. The chains on the swing rattle d as the children played. (Çocuklar oynarken salıncaktaki zincirler çıngırakladı.)
  14. The tambourine rattle d in time with the music. (Zil sesi müzikle aynı tempoda çıngırakladı.)
  15. The coins in his pocket rattle d as he walked. (Yürüdüğü zaman cebindeki bozuk paralar çıngırakladı.)
  16. The old bones rattle d around in the antique shop. (Eski kemikler antikacı dükkanında çıngıraklandı.)
  17. The skeleton’s jaw rattle d as it was moved. (İskeletin çenesi hareket ettirildiğinde çıngırakladı.)
  18. The loose change in the vending machine rattle d as I shook it. (Shakelediğimde otomatik satış makinesindeki bozuk para ses çıkardı.)
  19. The leaves rattle d in the wind. (Yapraklar rüzgarla çıngıraklandı.)
  20. The handcuffs rattle d as the suspect was arrested. (Şüpheli tutuklandığında kelepçeler çıngırakladı.)

Continued…

  1. The keys rattle d in the lock as I turned them. (Anahtarları çevirdiğimde kilitte çıngırakladılar.)
  2. The maracas rattle d in the band’s performance. (Müzik grubunun performansında marakaslar çıngırakladı.)
  3. The loose screw in the table leg rattle d whenever someone bumped into it. (Masa ayağındaki gevşek vida her biri çarptığında çıngırakladı.)
  4. The dice in the cup rattle d as she shook them. (Zarlar sallarken kupada çıngırakladı.)
  5. The old car’s engine rattle d as it struggled up the hill. (Eski arabının motoru, tepeyi tırmanırken tıkırdadı.)
  6. The glass beads rattle d in the jar as I shook it. (Salladığımda cam boncuklar kavanozda çıngırakladı.)
  7. The bones in the dog’s toy rattle d when he played with it. (Köpeğin oyuncaklarındaki kemikler, onunla oynadığında çıngırakladı.)
  8. The metal roof rattle d in the rainstorm. (Metal çatı fırtınada çıngırakladı.)
  9. The bells rattle d as the carriage went down the cobblestone street. (Araba taş döşeli sokakta ilerledikçe çanlar çıngırakladı.)
  10. The tea kettle rattle d on the stove as the water came to a boil. (Su kaynadığında çaydanlık ocakta çıngırakladı.)

Turkish translations:

  1. Tren raylar boyunca tıkırdadı.
  2. Bebek çıngırak salladı ve güldü.
  3. Rüzgar pencereleri çıngırağıtı.
  4. Eski kamyon yolda tıkırdadı.
  5. O kadar sinirliydi ki dişleri tıkırdıyordu.
  6. Cebindeki anahtarları çıngırdatıyordu.
  7. Yılan kuyruğunu uyarıcı bir şekilde çıngırdatdı.
  8. Dolu taşları çatıda tıkırdıyordu.
  9. Deprem vurduğunda dolaptaki tabaklar çıngırakladı.
  10. Makine çalıştığında tıkırdıyordu.
  11. Rüzgar müzeden geçtiğinde iskeletin kemikleri çıngırakladı.
  12. Sallanan kapı kolu herkes geçtiğinde çıngırakladı.
  13. Çocuklar oynarken salıncaktaki zincirler çıngırakladı.
  14. Zil sesi müzikle aynı tempoda çıngırakladı.
  15. Yürüdüğü zaman cebindeki bozuk paralar çıngırakladı.
  16. Eski kemikler antikacı dükkanında çıngıraklandı.
  17. İskeletin çenesi hare

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.