Quench İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Quench İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Quench

Quench kelimesi Türkçede “gidermek, söndürmek, bastırmak” anlamına gelir.

  1. I need something cold to quench my thirst. (Susuzluğumu gidermek için soğuk bir şey içmeye ihtiyacım var.)
  2. The firefighters managed to quench the flames. (İtfaiyeciler alevleri söndürmeyi başardı.)
  3. She tried to quench her anger, but it was too strong. (Öfkesini bastırmaya çalıştı ama çok güçlüydü.)
  4. Water is the best thing to quench your thirst. (Susuzluğunu gidermek için en iyi şey su.)
  5. The rain finally quenched the drought in the region. (Yağmur bölgedeki kuraklığı nihayet giderdi.)
  6. He drank the entire bottle of water to quench his thirst. (Susuzluğunu gidermek için tüm su şişesini içti.)
  7. She felt a sudden urge to quench her curiosity. (Merakını giderme isteği aniden bastırdı.)
  8. The extinguisher can quench small fires. (Söndürücü küçük yangınları söndürebilir.)
  9. The audience was unable to quench their excitement. (Izleyiciler heyecanlarını bastıramadılar.)
  10. Drinking alcohol will not quench your thirst, it will only make it worse. (Alkol içmek susuzluğunu gidermeyecek, sadece daha kötü hale getirecek.)
  11. They finally found a way to quench their thirst in the desert. (Çölde susuzluğunu gidermek için nihayet bir yol buldular.)
  12. The company’s profits helped to quench their thirst for success. (Şirketin karları başarıya olan susuzluklarını gidermelerine yardımcı oldu.)
  13. A cold shower can help quench the heat of a hot day. (Soğuk bir duş sıcak bir günün sıcaklığını gidermeye yardımcı olabilir.)
  14. The team’s victory quenched their thirst for revenge. (Takımın zaferi intikam susuzluklarını giderdi.)
  15. He tried to quench his hunger with a small snack. (Küçük bir atıştırmalıkla açlığını gidermeye çalıştı.)
  16. The company invested heavily in research to quench the market demand. (Şirket, piyasa talebini gidermek için araştırmaya ağırlık verdi.)
  17. She read the book in one sitting, quenching her curiosity about the ending. (Kitabı tek oturuşta okudu, sonu hakkındaki merakını giderdi.)
  18. The cold water helped to quench his thirst after a long run. (Uzun bir koşunun ardından soğuk su, susuzluğunu gidermeye yardımcı oldu.)
  19. They were unable to quench the rumors about their relationship. (İlişkileri hakkındaki söylentileri bastıramadılar.)
  20. The students quenched their

thirst for knowledge by attending the seminar. (Öğrenciler, seminere katılarak bilgi susuzluklarını giderdiler.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.