Quell İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Quell İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Quell Nedir?


Quell, bir şeyin hareketini durdurmak, bastırmak veya kontrol altına almak anlamına gelen bir fiildir.

Örnek Cümleler:

  1. The firefighters worked tirelessly to quell the raging flames. (İtfaiyeciler, alevleri bastırmak için yorulmadan çalıştılar.)
  2. He tried to quell his anger, but it was too difficult. (Öfkesini kontrol altına almaya çalıştı, ama çok zordu.)
  3. The government tried to quell the protests by imposing a curfew. (Hükümet, sokağa çıkma yasağı uygulayarak protestoları kontrol altına almaya çalıştı.)
  4. She drank some tea to quell her upset stomach. (Midesini yatıştırmak için biraz çay içti.)
  5. The coach tried to quell the player’s nerves before the big game. (Antrenör, büyük oyundan önce oyuncuların sinirlerini yatıştırmaya çalıştı.)
  6. The security guard was able to quell the disturbance before it got out of hand. (Güvenlik görevlisi, olayın kontrolden çıkmadan önce müdahale etti.)
  7. She used meditation to quell her anxiety. (Anksiyetesini yatıştırmak için meditasyon yaptı.)
  8. The police were able to quell the riot with tear gas. (Polis, gözyaşı gazıyla ayaklanmayı bastırmayı başardı.)
  9. The teacher had to quell the disruptive behavior of some of the students. (Öğretmen, bazı öğrencilerin düzensiz davranışlarını kontrol altına almak zorunda kaldı.)
  10. The medication helped to quell the patient’s fever. (İlaç, hastanın ateşini düşürmeye yardımcı oldu.)
  11. She sang a lullaby to quell her crying baby. (Ağlayan bebeğini sakinleştirmek için bir ninni söyledi.)
  12. The CEO tried to quell the rumors about the company’s financial problems. (CEO, şirketin finansal sorunlarıyla ilgili söylentileri kontrol altına almaya çalıştı.)
  13. The diplomat worked to quell tensions between the two countries. (Diplomat, iki ülke arasındaki gerginliği yatıştırmak için çalıştı.)
  14. The medication helped to quell the patient’s nausea. (İlaç, hastanın bulantısını azaltmaya yardımcı oldu.)
  15. The police had to use force to quell the violent protest. (Polis, şiddetli protestoyu kontrol altına almak için güç kullanmak zorunda kaldı.)
  16. He ate a sandwich to quell his hunger. (Açlığını bastırmak için bir sandviç yedi.)
  17. The manager tried to quell the employees’ fears about layoffs. (Yönetici, işten çıkarmalarla ilgili çalışanların korkularını yatıştırmaya çalıştı.)
  18. The medication helped to quell

the patient’s pain. (İlaç, hastanın ağrısını azaltmaya yardımcı oldu.)
19. The captain worked to quell the panic among the passengers during the turbulence. (Kaptan, türbülans sırasında yolcular arasındaki paniği kontrol altına almaya çalıştı.)

  1. The counselor used breathing exercises to quell her client’s anxiety. (Danışman, müşterisinin anksiyetesini kontrol altına almak için nefes egzersizleri kullandı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.