Quantify İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Quantify İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Quantify: Türkçe Anlamı ve Açıklama

Quantify, “miktarını ölçmek veya sayısal olarak ifade etmek” anlamına gelir. Bir şeyin ölçüsünü almak veya sayısal bir değere dönüştürmek için kullanılır.

Örnek Cümleler:

1. The researchers attempted to quantify the level of happiness in the study participants. (Araştırmacılar, çalışma katılımcılarının mutluluk düzeyini ölçmeye çalıştılar.)
2. We need to quantify the amount of money we spent on the project. (Projede harcadığımız para miktarını belirlememiz gerekiyor.)
3. It’s difficult to quantify the impact of social media on our lives. (Sosyal medyanın hayatımız üzerindeki etkisini ölçmek zor.)
4. The company was able to quantify the financial benefits of the new software. (Şirket, yeni yazılımın finansal faydalarını sayısal olarak ifade edebildi.)
5. He tried to quantify the amount of time it would take to complete the project. (Projenin tamamlanması için gereken zamanı ölçmeye çalıştı.)
6. We need to quantify the number of employees who will be affected by the layoffs. (İşten çıkarmalardan etkilenecek çalışan sayısını belirlememiz gerekiyor.)
7. The study attempted to quantify the environmental impact of the new factory. (Çalışma, yeni fabrikanın çevresel etkisini ölçmeye çalıştı.)
8. The survey was designed to quantify customer satisfaction levels. (Anket, müşteri memnuniyet düzeylerini ölçmek için tasarlandı.)
9. It’s hard to quantify the amount of stress he’s under. (Onun altında olduğu stres miktarını ölçmek zor.)
10. The researchers used statistical analysis to quantify the results of the study. (Araştırmacılar, çalışmanın sonuçlarını sayısal olarak ifade etmek için istatistiksel analiz kullandılar.)
11. It’s important to quantify the risks associated with the new investment strategy. (Yeni yatırım stratejisiyle ilişkili riskleri belirlemek önemlidir.)
12. The company was able to quantify the amount of waste it produces each year. (Şirket, her yıl ürettiği atık miktarını sayısal olarak ifade edebildi.)
13. The study attempted to quantify the economic benefits of the new transportation system. (Çalışma, yeni ulaşım sisteminin ekonomik faydalarını ölçmeye çalıştı.)
14. He tried to quantify the amount of energy needed to power the new machine. (Yeni makinenin çalıştırılması için gereken enerji miktarını ölçmeye çalıştı.)

15. The government is working to quantify the number of people living in poverty. (Hükümet, yoksulluk içinde yaşayan insanların sayısını belirlemek için çalışıyor.)
16. It’s important to quantify the environmental impact of the company’s operations. (Şirketin faaliyetlerinin çevresel etkisini ölçmek önemlidir.)
17. The study attempted to quantify the effects of the new medication on patient outcomes. (Çalışma, yeni ilacın hasta sonuçları üzerindeki etkilerini ölçmeye çalıştı.)
18. We need to quantify the amount of time it takes for the product to reach the market. (Ürünün piyasaya sürülmesi için gereken zamanı ölçmemiz gerekiyor.)
19. The company is trying to quantify the financial impact of the recent market downturn. (Şirket, son piyasa düşüşünün finansal etkisini ölçmeye çalışıyor.)
20. The researchers used surveys to quantify the prevalence of mental health issues in the population. (Araştırmacılar, nüfusta görülen zihinsel sağlık sorunlarının yaygınlığını ölçmek için anketler kullandılar.)