Puzzlement İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Puzzlement İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Puzzlement

Puzzlement, bir durumun anlaşılmaması veya kafa karışıklığına neden olması durumudur.

Örnek Cümleler:

  1. I looked at the math problem with puzzlement. (Matematik sorusuna şaşkınlıkla baktım.)
  2. His behavior left me in puzzlement. (Davranışı beni kafamda bir şeylerin yanlış olduğunu düşündürdü.)
  3. The news of her resignation came as a puzzlement to us all. (İstifası hakkındaki haber hepimizi şaşırttı.)
  4. She regarded the strange statue with puzzlement. (Garip heykeli şaşkınlıkla inceledi.)
  5. The puzzlement on his face was obvious. (Yüzündeki şaşkınlık belirgindi.)
  6. The sudden change in plans caused some puzzlement among the team members. (Planlardaki ani değişiklik takım üyeleri arasında bazı soru işaretleri yarattı.)
  7. Her cryptic message left me in puzzlement for days. (Gizemli mesajı beni günlerce düşündürdü.)
  8. He expressed his puzzlement at the strange occurrences in the town. (Kasabada meydana gelen garip olaylar hakkındaki şaşkınlığını dile getirdi.)
  9. The puzzle game was designed to create a sense of puzzlement among the players. (Puzzle oyunu, oyuncular arasında bir şaşkınlık hissi yaratmak için tasarlandı.)
  10. The strange noises from the attic caused puzzlement for the family. (Çatı katındaki garip sesler aile için bir şaşkınlık nedeniydi.)
  11. The puzzlement in his voice was evident. (Sesindeki şaşkınlık açıktı.)
  12. The puzzlement on the detective’s face told me he was still trying to solve the case. (Polisin yüzündeki şaşkınlık, hala olayı çözmeye çalıştığını söylüyordu.)
  13. The puzzlement on the student’s face showed that she didn’t understand the question. (Öğrencinin yüzündeki şaşkınlık, soruyu anlamadığını gösteriyordu.)
  14. The puzzlement in the audience was palpable as the magician performed his trick. (Sihirbaz numarasını yaparken izleyiciler arasındaki şaşkınlık hissedilebilirdi.)
  15. The professor’s puzzlement at the student’s answer was understandable. (Profesörün öğrencinin cevabına şaşırmış olması anlaşılır bir durumdu.)
  16. The puzzlement of the scientists was evident as they studied the new species. (Yeni türleri inceleyen bilim adamlarının şaşkınlığı açıktı.)
  17. The puzzlement on her face turned to understanding when she finally solved the puzzle. (Bulmacayı çözünce yüzündeki şaşkınlık yerini anlamaya bıraktı.)
  18. The puzzlement in the child’s eyes
  1. The puzzlement on the teacher’s face was replaced with a smile as she watched her student finally grasp the concept. (Öğrencisinin sonunda kavramı anladığını görünce, öğretmenin yüzündeki şaşkınlık yerini bir gülümsemeye bıraktı.)
  2. The puzzlement caused by the missing puzzle piece was quickly resolved when it was found under the couch. (Eksik olan puzzle parçasından kaynaklanan şaşkınlık, koltuğun altında bulununca hızlıca çözüldü.)

(Türkçe çevirileri, cümlelerin altında normal yazı şeklinde belirtilmiştir.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.