Putative İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Putative Nedir?
Putative, bir şeyin varsayıldığı veya tahmin edildiği anlamına gelir.
Örnek Cümleler:
- The putative cause of the fire was faulty wiring. (Yangının varsayılan nedeni kusurlu kablolar idi.)
- The putative leader of the gang was arrested last night. (Çeteyi yönettiği düşünülen lider dün gece tutuklandı.)
- The putative father of the child denied paternity. (Çocuğun varsayılan babası babalık iddiasını reddetti.)
- The putative vaccine has not yet been tested on humans. (Varsayılan aşı henüz insanlar üzerinde test edilmedi.)
- The putative author of the book remains unknown. (Kitabın varsayılan yazarı hala bilinmiyor.)
- The putative heir to the throne renounced his claim to the crown. (Tahtın varsayılan mirasçısı taht iddiasından vazgeçti.)
- The putative solution to the problem was deemed insufficient. (Soruna yönelik varsayılan çözüm yetersiz bulundu.)
- The putative suspect in the robbery was apprehended by the police. (Hırsızlık olayındaki varsayılan şüpheli polis tarafından yakalandı.)
- The putative benefits of the new policy are still unclear. (Yeni politikanın varsayılan faydaları hala belirsiz.)
- The putative cause of the plane crash is under investigation. (Uçak kazasının varsayılan nedeni soruşturuluyor.)
- The putative link between the two events was tenuous at best. (İki olay arasındaki varsayılan bağlantı en iyi ihtimalle zayıftı.)
- The putative cure for the disease has not yet been found. (Hastalığın varsayılan tedavisi henüz bulunamadı.)
- The putative cost of the project was much higher than anticipated. (Projenin varsayılan maliyeti beklenenden çok daha yüksekti.)
- The putative candidate for the job did not meet the qualifications. (İş için varsayılan aday nitelikleri karşılamadı.)
- The putative goal of the company was to expand into new markets. (Şirketin varsayılan hedefi yeni pazarlara açılmaktı.)
- The putative cause of the disease was traced back to contaminated water. (Hastalığın varsayılan nedeni kirli suya kadar takip edildi.)
- The putative leader of the political party was embroiled in scandal. (Siyasi partinin varsayılan lideri skandala karıştı.)
- The put
- The putative benefits of the new technology are still being studied. (Yeni teknolojinin varsayılan faydaları hala araştırılıyor.)
- The putative origin of the universe is still a subject of debate among scientists. (Evrenin varsayılan kökeni hala bilim insanları arasında tartışma konusu.)
- The putative solution to the problem was rejected by the committee. (Soruna yönelik varsayılan çözüm komite tarafından reddedildi.)
(Türkçe çevirileri parantez içinde yazılmıştır.)
Hemen Yorum Yaz