Putative İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Putative İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Putative Nedir?

Putative, bir şeyin varsayıldığı veya tahmin edildiği anlamına gelir.

Örnek Cümleler:

  1. The putative cause of the fire was faulty wiring. (Yangının varsayılan nedeni kusurlu kablolar idi.)
  2. The putative leader of the gang was arrested last night. (Çeteyi yönettiği düşünülen lider dün gece tutuklandı.)
  3. The putative father of the child denied paternity. (Çocuğun varsayılan babası babalık iddiasını reddetti.)
  4. The putative vaccine has not yet been tested on humans. (Varsayılan aşı henüz insanlar üzerinde test edilmedi.)
  5. The putative author of the book remains unknown. (Kitabın varsayılan yazarı hala bilinmiyor.)
  6. The putative heir to the throne renounced his claim to the crown. (Tahtın varsayılan mirasçısı taht iddiasından vazgeçti.)
  7. The putative solution to the problem was deemed insufficient. (Soruna yönelik varsayılan çözüm yetersiz bulundu.)
  8. The putative suspect in the robbery was apprehended by the police. (Hırsızlık olayındaki varsayılan şüpheli polis tarafından yakalandı.)
  9. The putative benefits of the new policy are still unclear. (Yeni politikanın varsayılan faydaları hala belirsiz.)
  10. The putative cause of the plane crash is under investigation. (Uçak kazasının varsayılan nedeni soruşturuluyor.)
  11. The putative link between the two events was tenuous at best. (İki olay arasındaki varsayılan bağlantı en iyi ihtimalle zayıftı.)
  12. The putative cure for the disease has not yet been found. (Hastalığın varsayılan tedavisi henüz bulunamadı.)
  13. The putative cost of the project was much higher than anticipated. (Projenin varsayılan maliyeti beklenenden çok daha yüksekti.)
  14. The putative candidate for the job did not meet the qualifications. (İş için varsayılan aday nitelikleri karşılamadı.)
  15. The putative goal of the company was to expand into new markets. (Şirketin varsayılan hedefi yeni pazarlara açılmaktı.)
  16. The putative cause of the disease was traced back to contaminated water. (Hastalığın varsayılan nedeni kirli suya kadar takip edildi.)
  17. The putative leader of the political party was embroiled in scandal. (Siyasi partinin varsayılan lideri skandala karıştı.)
  18. The put
  1. The putative benefits of the new technology are still being studied. (Yeni teknolojinin varsayılan faydaları hala araştırılıyor.)
  2. The putative origin of the universe is still a subject of debate among scientists. (Evrenin varsayılan kökeni hala bilim insanları arasında tartışma konusu.)
  3. The putative solution to the problem was rejected by the committee. (Soruna yönelik varsayılan çözüm komite tarafından reddedildi.)

(Türkçe çevirileri parantez içinde yazılmıştır.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.