Pushy İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Pushy İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Pushy Kelimesinin Anlamı:

Pushy kelimesi “baskıcı, zorlayıcı, sıkıştırıcı” gibi anlamlara gelir. Bir kişinin başka bir kişiye aşırı baskı yapması, kendi isteklerini dayatması ve onları zorlaması anlamında kullanılır.

Örnek Cümleler:

  1. She’s always very pushy and wants things done her way. (O her zaman çok baskıcıdır ve işleri kendi istediği gibi yapmak ister.)
  2. I don’t like pushy salespeople who won’t take no for an answer. (Hayır demeye karşın ısrar eden, baskıcı satış elemanlarını sevmem.)
  3. He was so pushy during the interview that I didn’t feel comfortable. (Röportaj sırasında o kadar zorlayıcıydı ki rahat hissetmedim.)
  4. She can be very pushy when it comes to getting what she wants. (İstediğini elde etme konusunda çok baskıcı olabilir.)
  5. My boss is very pushy and always wants everything done right away. (Patronum çok baskıcı ve her şeyin hemen yapılmasını ister.)
  6. Don’t be so pushy with your opinions. Everyone is entitled to their own thoughts. (Fikirlerinle o kadar baskıcı olma. Herkes kendi düşüncesine sahiptir.)
  7. The salesman was so pushy that I ended up buying something I didn’t want. (Satış elemanı o kadar zorlayıcıydı ki istemediğim bir şey satın aldım.)
  8. She’s very pushy with her children and always wants them to do their best. (Çocuklarıyla çok baskıcı ve her zaman en iyisini yapmalarını ister.)
  9. I hate it when people are pushy and won’t take no for an answer. (İnsanlar hayır demeye karşın ısrar ederlerse ve baskıcı davranırlarsa bundan hoşlanmam.)
  10. He’s a pushy boss who always wants things done his way. (O, her zaman işlerin kendi istediği gibi yapılmasını isteyen baskıcı bir patron.)
  11. She’s very pushy about getting her way and doesn’t take no for an answer. (Kendi isteğini elde etmek konusunda çok baskıcı ve hayır demeye karşı gelmez.)
  12. The customer was getting pushy and demanding a refund. (Müşteri baskıcı olmaya başlamış ve geri ödeme istiyordu.)
  13. I try not to be too pushy when it comes to my friends’ personal lives. (Arkadaşlarımın kişisel hayatlarına karşı çok baskıcı olmamaya çalışıyorum.)
  14. The coach was very pushy and demanded that we give it our all. (Antrenör çok zorlayıcıydı ve her şeyimizi vermeyi istedi.)
  15. He’s a pushy salesman who always tries to upsell. (O, her zaman daha fazla satmaya çalışan baskıcı bir satıcıdır.)
  16. I hate it when people get push

y about their own agenda and don’t consider others’ opinions. (Başkalarının fikirlerini göz önünde bulundurmayan ve kendi gündemleri hakkında zorlayıcı davranan insanlardan hoşlanmam.)
17. The teacher can be pushy at times, but it’s only because she wants her students to succeed. (Öğretmen bazen baskıcı olabilir, ama sadece öğrencilerinin başarılı olmasını istediği için.)

  1. I don’t like it when people are pushy and try to force their beliefs on others. (İnsanların baskıcı olup inançlarını diğerleri üzerinde zorlamalarından hoşlanmam.)
  2. The client was being very pushy and demanding, but we couldn’t meet their unrealistic expectations. (Müşteri çok zorlayıcı ve talepkar davrandı, ama gerçekçi olmayan beklentilerini karşılayamadık.)
  3. It’s important to assert yourself, but there’s a fine line between being assertive and being pushy. (Kendini ifade etmek önemlidir, ancak kararlı olmakla zorlayıcı olmak arasında ince bir çizgi vardır.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.