Purveyor İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Purveyor İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Purveyor Nedir?

Purveyor, ticari olarak mal veya hizmetleri tedarik eden veya sağlayan bir kişi veya kuruluştur.

Örnek cümleler:

  1. The company acts as a purveyor of high-quality fruits and vegetables. (Şirket, yüksek kaliteli meyve ve sebzelerin tedarikçisi olarak hareket eder.)
  2. The purveyor of the restaurant sources only the freshest ingredients for their dishes. (Restoranın tedarikçisi yalnızca yemekleri için en taze malzemeleri kaynak alır.)
  3. The purveyor of luxury goods had a booth at the trade show. (Lüks malzemelerin tedarikçisi, ticaret fuarında bir standı vardı.)
  4. The hotel’s purveyor provided the guests with premium bedding and towels. (Otelin tedarikçisi, misafirlere premium yatak takımı ve havlular sağladı.)
  5. The purveyor of the coffee beans ensured that they were sustainably sourced. (Kahve çekirdeklerinin tedarikçisi, sürdürülebilir kaynaklardan geldiğinden emin oldu.)
  6. The purveyor of office supplies delivered the printer cartridges the next day. (Ofis malzemelerinin tedarikçisi, yazıcı kartuşlarını ertesi gün teslim etti.)
  7. The purveyor of the art gallery curated a stunning exhibition of contemporary paintings. (Sanat galerisinin tedarikçisi, çağdaş resimlerden etkileyici bir sergi hazırladı.)
  8. The purveyor of fine wine recommended a bottle to pair with the meal. (Kaliteli şarapların tedarikçisi, öğünle eşleşecek bir şişe önerdi.)
  9. The purveyor of antique furniture restored the chair to its original beauty. (Antika mobilyaların tedarikçisi, koltuğu orijinal güzelliğine geri getirdi.)
  10. The purveyor of medical equipment provided the hospital with state-of-the-art machines. (Tıbbi ekipmanların tedarikçisi, hastaneye son teknoloji makineler sağladı.)
  11. The purveyor of pet products donated a portion of their profits to animal shelters. (Evcil hayvan ürünlerinin tedarikçisi, karlarının bir bölümünü hayvan barınaklarına bağışladı.)
  12. The purveyor of books specialized in rare and out-of-print editions. (Kitapların tedarikçisi, nadir ve baskısı tükenmiş baskılar üzerine uzmanlaştı.)
  13. The purveyor of musical instruments offered lessons and repairs in addition to sales. (Müzik aletlerinin tedarikçisi, satışların yanı sıra dersler ve tamirler de sunuyordu.)
  14. The purveyor of artisanal chocolates crafted unique flavors using organic ingredients. (El yapımı çikolataların tedarikçisi, organik malzemeler kullanarak benzersiz tatlar yarattı.)
  15. The purveyor of handmade jewelry showcased their designs at a local craft fair. (El yapımı takıların tedarikçisi, tasarımlar

ını yerel bir el sanatları fuarında sergiledi.)
16. The purveyor of sporting goods sponsored a local youth team. (Spor malzemelerinin tedarikçisi, yerel bir genç takımına sponsor oldu.)

  1. The purveyor of gourmet spices sourced their products from all over the world. (Gurme baharatların tedarikçisi, ürünlerini dünyanın her yerinden kaynak aldı.)
  2. The purveyor of organic produce emphasized the importance of sustainable agriculture. (Organik ürünlerin tedarikçisi, sürdürülebilir tarımın önemini vurguladı.)
  3. The purveyor of outdoor gear provided camping equipment for the expedition. (Açık hava malzemelerinin tedarikçisi, keşif için kamp ekipmanı sağladı.)
  4. The purveyor of office furniture designed ergonomic chairs and desks for a comfortable work environment. (Ofis mobilyalarının tedarikçisi, rahat bir çalışma ortamı için ergonomik koltuklar ve masalar tasarladı.)

(Türkçe karşılıklar cümlelerin içinde verilmiştir.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.