Pursuer İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Pursuer İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Pursuer Nedir?

Pursuer, İngilizce bir kelime olup takip eden, izleyen anlamlarına gelir.

Örnek Cümleler:

1. The pursuer followed the suspect into the alleyway. (Takipçi, şüpheliyi ara sokağa kadar takip etti.)
2. The detective acted as the pursuer in the high-speed car chase. (Dedektif, yüksek hızlı araba kovalamacasında takipçi olarak hareket etti.)
3. The pursuer was hot on the heels of the fugitive. (Takipçi, kaçakın peşinde sıcak takipteydi.)
4. The pursuer never gave up on the search for the missing child. (Takipçi, kayıp çocuğu bulma arayışından asla vazgeçmedi.)
5. The pursuer tried to catch up with the thief, but he was too fast. (Takipçi, hırsızı yakalamak için çabaladı, ama o çok hızlıydı.)
6. The pursuer trailed the van until it stopped at a warehouse. (Takipçi, vanı bir depoya kadar takip etti.)
7. The pursuer kept his distance from the dangerous criminal. (Takipçi, tehlikeli suçludan uzakta durdu.)
8. The pursuer’s footsteps echoed through the empty hallway. (Takipçinin adımları boş koridorda yankılandı.)
9. The pursuer searched high and low for the missing artifact. (Takipçi, kayıp eseri her yerde aradı.)
10. The pursuer tracked down the cybercriminal’s location through the IP address. (Takipçi, IP adresi üzerinden siber suçlunun yerini tespit etti.)
11. The pursuer pursued his dream of becoming a professional athlete. (Takipçi, profesyonel bir sporcu olma hayalini takip etti.)
12. The pursuer’s determination never wavered during the long investigation. (Takipçinin kararlılığı, uzun süren soruşturma boyunca asla sarsılmadı.)
13. The pursuer’s efforts paid off when he finally caught the perpetrator. (Takipçinin çabaları, sonunda suçluyu yakaladığında karşılığını verdi.)
14. The pursuer relied on his instincts to track down the missing hiker. (Takipçi, kayıp yürüyüşçüyü bulmak için içgüdülerine güvendi.)
15. The pursuer was relentless in his pursuit of justice. (Takipçi, adalet peşinde acımasızdı.)
16. The pursuer took note of every detail in the crime scene. (Takipçi, suç mahallindeki her detayı not aldı.)
17. The pursuer’s flashlight illuminated the dark alleyway. (Takipçinin el feneri, karanlık ara sokağı aydınlattı.)
18. The pursuer’s dog was trained to help him track down suspects. (Takipçinin köpeği, şüpheliler

19. The pursuer’s investigation led to the arrest of a notorious gang leader. (Takipçinin soruşturması, kötü şöhretli bir çete liderinin tutuklanmasına yol açtı.)
20. The pursuer’s determination and perseverance paid off in the end. (Takipçinin kararlılığı ve azmi sonunda karşılığını verdi.)

(Türkçe Karşılıklarını kalın ve kırmızı renkte yazılmıştır.)