Pummel İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Pummel İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Pummel İle İlgili Cümleler

Anlam: Pummel, bir kişiyi sürekli olarak yumruk atarak dövmek anlamına gelir.

Örnek Cümleler:

  1. The boxer pummeled his opponent with quick and powerful punches. (Bokser, rakibini hızlı ve güçlü yumruklarla dövdü.)

  2. The angry man pummeled the door with his fists, trying to break it down. (Öfkeli adam, kapıyı yumruklarıyla döverek kırmaya çalıştı.)

  3. The wrestler pummeled his opponent to the mat and pinned him down. (Güreşçi, rakibini mindere dövdü ve onu yere yapıştırdı.)

  4. The bully pummeled the smaller kid until he was bruised and bleeding. (Zorbalar, küçük çocuğu dövdü ve morluklar ve kanamalar oluşana kadar devam etti.)

  5. The storm pummeled the coast with strong winds and heavy rain. (Fırtına, kıyıyı güçlü rüzgarlar ve yoğun yağmur yağışıyla dövdü.)

  6. The drummer pummeled the drums with great intensity, creating a powerful rhythm. (Davulcu, büyük bir yoğunlukla davulları döverek güçlü bir ritim oluşturdu.)

  7. The trainer pummeled the punching bag to demonstrate the proper technique to his students. (Antrenör, öğrencilerine uygun teknikleri göstermek için bokssack’i dövdü.)

  8. The mob pummeled the thief until the police arrived to intervene. (Çete, polisin müdahale etmesi için hırsızı dövdü.)

  9. The waves pummeled the boat, causing it to rock back and forth violently. (Dalgalar, tekneyi sarsarak şiddetle ileri geri salladı.)

  10. The football team pummeled their opponents with a series of touchdowns. (Futbol takımı, bir dizi touchdown ile rakiplerini dövdü.)

  11. The carpenter pummeled the nail into the wood with his hammer. (Marangoz, çekiçiyle çiviyi tahtaya çakarak dövdü.)

  12. The rain pummeled the roof of the house, creating a loud noise. (Yağmur, evin çatısını döverek yüksek bir gürültü oluşturdu.)

  13. The boxer was pummeled so badly that he had to be taken to the hospital. (Bokser o kadar kötü dövüldü ki hastaneye götürülmek zorunda kaldı.)

  14. The baseball player pummeled the ball out of the park for a home run. (Beyzbol oyuncusu, ev koşusu için topu parkın dışına dövdü.)

  15. The military force pummeled the enemy’s defenses with bombs and missiles. (Askeri güç, düşman savunmalarını bombalar ve füzelerle dö

vurdu.)

  1. The chef pummeled the dough to create the perfect texture for the bread. (Şef, ekmek için mükemmel dokuyu oluşturmak için hamuru dövdü.)

  2. The wrestler was disqualified for pummeling his opponent after the match was over. (Güreşçi, maç bittikten sonra rakibini dövdüğü için diskalifiye edildi.)

  3. The boxer’s coach pummeled him with criticism for not following his training plan. (Bokserin antrenörü, eğitim planını takip etmediği için onu eleştiri yağmuruna tuttu.)

  4. The bull pummeled the matador with its horns, injuring him severely. (Boğa, boğa güreşçisi ile boynuzlarını kullanarak onu ciddi şekilde yaraladı.)

  5. The hooligans pummeled the rival fans after the match, causing a riot. (Holiganlar, maçtan sonra rakip taraftarları döverek kargaşa çıkardılar.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.