Proud İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Proud İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Proud Kelimesi

Proud kelimesi “gurur duymak” anlamına gelir. Bu kelime insanların kendileri, aileleri veya arkadaşları hakkında hissettikleri bir duygudur.

Örnek cümleler:

1. I am so proud of my daughter for graduating from college. (Kızımın üniversiteden mezun olmasından dolayı çok gurur duyuyorum.)
2. She felt proud of herself for completing the marathon. (Maratonu tamamladığı için kendisiyle gurur duydu.)
3. He is proud of his heritage and where he comes from. (Mirası ve nereden geldiğiyle gurur duyuyor.)
4. We are all proud of you for standing up for what you believe in. (İnandığın şeyleri savunduğun için hepinizle gurur duyuyoruz.)
5. The parents were proud of their child’s accomplishments. (Ebeveynler çocuklarının başarılarıyla gurur duydular.)
6. The coach was proud of his team’s hard work and dedication. (Antrenör, takımının sıkı çalışma ve özverisiyle gurur duydu.)
7. The soldier’s family was proud of his bravery and service to his country. (Askerin ailesi, cesaretine ve ülkesine hizmetine gurur duydu.)
8. The artist was proud of her latest masterpiece. (Sanatçı, en son başyapıtıyla gurur duydu.)
9. She was proud of her friend’s accomplishments and success. (Arkadaşının başarıları ve başarısıyla gurur duydu.)
10. He felt proud to have been part of such an important project. (Bu kadar önemli bir projenin bir parçası olmaktan gurur duydu.)
11. The teacher was proud of her students’ progress throughout the year. (Öğretmen, öğrencilerinin yıl boyunca ilerlemesinden gurur duydu.)
12. They were proud of their new home and all the hard work they put into it. (Yeni evlerinden ve tüm emeklerinden gurur duydular.)
13. The company was proud of its commitment to sustainability and environmentalism. (Şirket, sürdürülebilirliğe ve çevreciliğe olan bağlılığından gurur duydu.)
14. The chef was proud of the unique flavors and dishes she created. (Şef, yarattığı benzersiz tatlar ve yemeklerden gurur duydu.)
15. She was proud of the progress she had made in therapy. (Terapide yaptığı ilerlemeden gurur duydu.)
16. The parents were proud of their child’s kindness and compassion towards others. (Ebeveynler, çocuklarının diğerlerine karşı iyilikseverliği ve şefkatinden gurur duydular.)
17. The community was proud of the local business’s success and contributions. (Topluluk, yerel işletmenin başarısından ve katkılarından gurur duydu.)
18. He felt proud to be part of such a talented and dedicated team

19. The student was proud of the high grade he received on his exam. (Öğrenci, sınavında aldığı yüksek nottan gurur duydu.)
20. The actor was proud to have been nominated for an Academy Award. (Aktör, Akademi Ödülü için aday gösterilmiş olmaktan gurur duydu.)

Overall, being proud is a positive feeling that comes from accomplishment, hard work, and dedication. It can be directed towards oneself, others, or things that one is associated with.