Prompter İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Prompter İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Prompter: İngilizce’de “prompter”, bir kişinin bir performansta diyaloglarını, sözlerini veya hatırlamalarını hatırlatmak için oyunculara sahne kenarında yardım etmek için kullandığı bir cihazdır.

Örnek Cümleler:

  1. The prompter whispered the actor’s lines to him when he forgot them. (Prompter oyuncunun hatırlamadığı repliklerini ona fısıldadı.)
  2. She relied heavily on the prompter during her first stage performance. (İlk sahne performansı sırasında promptere ağır bir şekilde güvendi.)
  3. The prompter signaled the actor when it was time to enter the stage. (Prompter, oyuncunun sahneye çıkma zamanı geldiğinde işaret verdi.)
  4. The prompter’s job is to ensure that the actors deliver their lines smoothly. (Prompterin görevi, oyuncuların sözlerini sorunsuz bir şekilde söylemelerini sağlamaktır.)
  5. The prompter had to work overtime to help the actors memorize their lines. (Prompter, oyuncuların repliklerini ezberlemelerine yardımcı olmak için fazla mesai yapmak zorunda kaldı.)
  6. The prompter’s voice was barely audible from the audience. (Prompterin sesi, seyircilerden neredeyse duyulmuyordu.)
  7. The prompter had to adapt quickly when the actor skipped a line. (Oyuncu bir satırı atladığında, prompter hızlı bir şekilde uyum sağlamak zorunda kaldı.)
  8. The prompter’s role is to remain invisible to the audience. (Prompterin rolü, seyircilerin onu görmemesi ve hissetmemesidir.)
  9. The prompter helped the actor with his timing and pacing. (Prompter, oyuncuya zamanlaması ve tempo konusunda yardımcı oldu.)
  10. The prompter used a special script with cues to help the actors remember their lines. (Prompter, oyuncuların repliklerini hatırlamalarına yardımcı olmak için ipuçları olan özel bir senaryo kullandı.)
  11. The prompter’s job is crucial to the success of a theatrical production. (Prompterin görevi, bir tiyatro oyununun başarısı için hayati önem taşır.)
  12. The actor felt more confident with the prompter’s assistance. (Oyuncu, prompterin yardımıyla daha güvenli hissetti.)
  13. The prompter had to work discreetly to avoid distracting the actors. (Prompter, oyuncuları dikkatlerini dağıtmamak için özenle çalışmak zorunda kaldı.)
  14. The prompter had to improvise when the actor forgot his lines. (Oyuncu repliklerini unuttuğunda, prompterimprovisasyon yapmak zorunda kaldı.)
  15. The prompter’s job is to ensure that the play runs smoothly. (Prompterin görevi, oyunun sorunsuz bir şekilde ilerlemesini sağlamaktır.)
  16. The prompter used a flashlight to signal the actors during the blackout. (Prompter, karanlık

an zamanlarda oyunculara işaret etmek için bir el feneri kullandı.)
17. The prompter’s script is an essential tool for the success of a play. (Prompterin senaryosu, bir oyunun başarısı için önemli bir araçtır.)

  1. The actor thanked the prompter after the show for his invaluable help. (Oyuncu, gösterinin ardından promptere değerli yardımları için teşekkür etti.)
  2. The prompter had to speak quietly to avoid being heard by the audience. (Prompter, seyirciler tarafından duyulmamak için sessizce konuşmak zorundaydı.)
  3. The prompter’s job requires a great deal of skill and experience. (Prompterin görevi, büyük bir beceri ve deneyim gerektirir.)

  1. The prompter whispered the actor’s lines to him when he forgot them. (Prompter oyuncunun hatırlamadığı repliklerini ona fısıldadı.)
  2. İlk sahne performansı sırasında promptere ağır bir şekilde güvendi.
  3. Prompter, oyuncunun sahneye çıkma zamanı geldiğinde işaret verdi.
  4. Prompterin görevi, oyuncuların sözlerini sorunsuz bir şekilde söylemelerini sağlamaktır.
  5. Prompter, oyuncuların repliklerini ezberlemelerine yardımcı olmak için fazla mesai yapmak zorunda kaldı.
  6. Prompterin sesi, seyircilerden neredeyse duyulmuyordu.
  7. Oyuncu bir satırı atladığında, prompter hızlı bir şekilde uyum sağlamak zorunda kaldı.
  8. Prompterin rolü, seyircilerin onu görmemesi ve hissetmemesidir.
  9. Prompter, oyuncuya zamanlaması ve tempo konusunda yardımcı oldu.
  10. Prompter, oyuncuların repliklerini hatırlamalarına yardımcı olmak için ipuçları olan özel bir senaryo kullandı.
  11. Prompterin görevi, bir tiyatro oyununun başarısı için hayati önem taşır.
  12. Oyuncu, prompterin yardımıyla daha güvenli hissetti.
  13. Prompter, oyuncuları dikkatlerini dağıtmamak için özenle çalışmak zorunda kaldı.
  14. Oyuncu repliklerini unuttuğunda, prompter improvisasyon yapmak zorunda kaldı.
  15. Prompterin görevi, oyunun sorunsuz bir şekilde ilerlemesini sağlamaktır.
  16. Prompter, karanlık zamanlarda oyunculara işaret etmek için bir el feneri kullandı.
  17. Prompterin senaryosu, bir oyunun başarısı için önemli bir araçtır.
  18. Oyuncu, gösterinin ardından promptere değerli yardımları için teşekkür etti.
  19. Prompter, seyirciler tarafından duyulmamak için sessizce

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.