Promontory İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Promontory İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Promontory Nedir?

Promontory, genellikle deniz veya göl kıyısındaki yüksek ve çıkıntılı bir noktayı ifade eder. Kısacası, kara parçasının deniz veya gölün içine doğru uzanarak yükseldiği bir yarımada veya burun anlamına gelir.

Örnek Cümleler:

1. The lighthouse was built on a promontory overlooking the sea. (Fener deniz manzaralı bir burun üzerine inşa edilmiştir.)
2. We climbed to the top of the promontory to get a better view of the coastline. (Kıyı çizgisinin daha iyi görülebilmesi için burunun tepesine tırmandık.)
3. The ship crashed into the promontory and sank. (Gemi buruna çarptı ve battı.)
4. The promontory was a popular spot for whale watching. (Burun, balina izlemek için popüler bir noktaydı.)
5. The castle was built on a promontory for strategic reasons. (Kale stratejik nedenlerle bir buruna inşa edilmiştir.)
6. The promontory offered a breathtaking view of the sunset. (Burun, nefes kesen bir gün batımı manzarası sunuyordu.)
7. The promontory was covered in wildflowers during the spring. (Burun, ilkbaharda yabani çiçeklerle kaplıydı.)
8. We hiked along the promontory and saw several species of seabirds. (Burun boyunca yürüdük ve birkaç deniz kuşu türü gördük.)
9. The promontory was too steep to climb, so we took a boat around it instead. (Burun tırmanmak için çok dikti, bu yüzden yerine etrafını bir tekne ile dolaştık.)
10. The promontory was used as a lookout point during the war. (Savaş sırasında burun gözetleme noktası olarak kullanıldı.)
11. The promontory jutted out into the ocean, creating a natural harbor. (Burun, doğal bir liman yaratan okyanusa doğru çıkıyordu.)
12. The promontory was named after a famous explorer who first charted the area. (Burun, bölgeyi ilk haritalayan ünlü bir kaşifin adını taşıyordu.)
13. We picnicked on the grassy promontory and watched the boats sail by. (Çimli burunda piknik yaptık ve gemilerin geçmesini izledik.)
14. The promontory was home to a colony of seals. (Burun, bir fok kolonisi için evdi.)
15. The promontory was a popular spot for fishing. (Burun, balık tutmak için popüler bir noktaydı.)
16. The promontory was difficult to reach, but the view was worth it. (Buruna ulaşmak zordu, ancak manzara buna değerdi.)
17. The promontory was covered in mist, making it difficult to see the coastline. (Burun, kıyı çizgisini görmeyi z

oradağı için sis ile kaplıydı.)
18. We watched the storm roll in from the safety of the promontory. (Fırtınanın geldiğini burunun güvenliğinde izledik.)

19. The promontory was a popular spot for rock climbing enthusiasts. (Burun, tırmanma tutkunları için popüler bir noktaydı.)
20. The promontory was a sacred site for the local indigenous tribe. (Burun, yerli halkın kutsal bir alanıydı.)

Bu örnek cümlelerde, promontory kelimesi farklı bağlamlarda kullanılmıştır ve her cümlede anlamı farklıdır. Cümleler, doğal güzellikleri, tarihi önemi, popüler aktiviteleri, tehlikeleri ve kültürel önemiyle ilgili promontory’ler hakkında bilgi vermektedir.