Frenzied İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Frenzied İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Frenzied Nedir?

Frenzied, aşırı heyecanlanmış veya kontrolden çıkmış bir durumda olan anlamına gelir.

Örnek Cümleler:

1. The crowd became frenzied when the rock star appeared on stage. (Kalabalık, rock yıldızı sahneye çıktığında frenzied oldu.)
2. She danced in a frenzied manner to the beat of the music. (Müziğin ritmine frenzied bir şekilde dans etti.)
3. The market was in a frenzied state due to the sudden drop in stock prices. (Hisse senedi fiyatlarının aniden düşmesi nedeniyle piyasa frenzied bir haldeydi.)
4. The frenzied dog chased after the mailman. (Frenzied köpek postacının peşinden koştu.)
5. The chef worked in a frenzied state to prepare dinner for the VIP guests. (Şef VIP misafirler için yemek hazırlamak için frenzied bir şekilde çalıştı.)
6. The football fans were in a frenzied state during the championship game. (Şampiyonluk maçında futbol hayranları frenzied bir haldeydi.)
7. The stock traders were in a frenzied rush to sell their shares. (Hisse senedi tüccarları hisselerini satmak için frenzied bir acele içindeydiler.)
8. The storm caused a frenzied rush to prepare for the incoming flood. (Fırtına gelen sel için frenzied bir hazırlık acelesi yarattı.)
9. The artist worked in a frenzied state to finish his painting before the deadline. (Sanatçı, son teslim tarihinden önce tablosunu bitirmek için frenzied bir şekilde çalıştı.)
10. The protesters became frenzied when the police arrived. (Polis geldiğinde protestocular frenzied hale geldi.)
11. The students were in a frenzied state before their final exams. (Öğrenciler final sınavlarından önce frenzied bir durumdaydılar.)
12. The goalkeeper made a frenzied effort to stop the ball from going into the net. (Kaleci topun ağa girmesini engellemek için frenzied bir çaba gösterdi.)
13. The workers were in a frenzied state trying to complete the construction project on time. (İnşaat projesini zamanında tamamlamak için çalışanlar frenzied bir haldeydiler.)
14. The shoppers were in a frenzied rush to buy the limited edition product. (Sınırlı sayıda ürünü satın almak için alışveriş yapanlar frenzied bir acele içindeydi.)
15. The bull ran through the streets in a frenzied state. (Boğa frenzied bir halde sokaklarda koştu.)
16. The detective worked in a frenzied state to solve the case. ( Dedektif, vakayı çözmek için frenzied bir şekilde çalıştı.)
17. The performer put on a frenzied show for the audience. (Sanatçı, seyirciye frenzied bir gösteri sundu.)

18. The politician’s speech caused a frenzied reaction from the crowd. (Politikacının konuşması kalabalıktan frenzied bir tepki aldı.)
19. The athlete ran in a frenzied manner towards the finish line. (Sporcu, bitiş çizgisine frenzied bir şekilde koştu.)
20. The stampede of animals created a frenzied situation in the jungle. (Hayvanların koşuşması, ormanda frenzied bir durum yarattı.)

(Türkçe karşılıklar parantez içinde verilmiştir.)