Proliferation İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Proliferation İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Proliferation

Proliferation, yaygınlaşma veya artış anlamına gelir. Bu kelime genellikle nükleer silahlar, teknoloji, hücreler veya hastalıklar gibi konularla ilişkilendirilir.

Örnek cümleler:

  1. The proliferation of nuclear weapons is a major concern for global security. (Nükleer silahların yaygınlaşması, küresel güvenlik için büyük bir endişe kaynağıdır.)
  2. The internet has led to the proliferation of fake news. (İnternet, sahte haberlerin yaygınlaşmasına neden oldu.)
  3. The proliferation of smartphones has changed the way we communicate. (Akıllı telefonların yaygınlaşması, iletişim şeklimizi değiştirdi.)
  4. The proliferation of technology has made our lives easier. (Teknolojinin yaygınlaşması, hayatımızı kolaylaştırdı.)
  5. The proliferation of social media has had a significant impact on society. (Sosyal medyanın yaygınlaşması, toplum üzerinde önemli bir etkiye sahiptir.)
  6. The proliferation of fast food restaurants is contributing to the obesity epidemic. (Fast food restoranlarının yaygınlaşması, obezite salgınına katkıda bulunuyor.)
  7. The proliferation of online shopping has led to the decline of traditional brick-and-mortar stores. (Çevrimiçi alışverişin yaygınlaşması, geleneksel tuğla ve harç mağazalarının azalmasına neden oldu.)
  8. The proliferation of cars has led to increased air pollution. (Arabaların yaygınlaşması, hava kirliliğinin artmasına neden oldu.)
  9. The proliferation of renewable energy sources is crucial for a sustainable future. (Yenilenebilir enerji kaynaklarının yaygınlaşması, sürdürülebilir bir gelecek için önemlidir.)
  10. The proliferation of surveillance cameras has raised concerns about privacy. (Gözetim kameralarının yaygınlaşması, gizlilik konusunda endişeleri artırdı.)
  11. The proliferation of genetically modified crops has increased agricultural productivity. (Genetiği değiştirilmiş ürünlerin yaygınlaşması, tarımsal verimliliği artırdı.)
  12. The proliferation of online education has made learning more accessible. (Çevrimiçi eğitimin yaygınlaşması, öğrenmeyi daha erişilebilir hale getirdi.)
  13. The proliferation of antibiotics has led to the emergence of antibiotic-resistant bacteria. (Antibiyotiklerin yaygınlaşması, antibiyotik direnci olan bakterilerin ortaya çıkmasına neden oldu.)
  14. The proliferation of drones has raised concerns about privacy and security. (Dronların yaygınlaşması, gizlilik ve güvenlik konularında endişelere neden oldu.)
  15. The proliferation of microplastics in the ocean is a major environmental problem. (Okyanustaki mikroplastiklerin yaygınlaşması, büyük bir çevre sorunudur
  1. The proliferation of e-commerce has revolutionized the way we shop. (E-ticaretin yaygınlaşması, alışveriş şeklimizi kökten değiştirdi.)
  2. The proliferation of mobile banking has made financial transactions more convenient. (Mobil bankacılığın yaygınlaşması, finansal işlemleri daha da kolaylaştırdı.)
  3. The proliferation of social networking sites has changed the way we interact with others. (Sosyal ağ sitelerinin yaygınlaşması, diğer insanlarla etkileşim şeklimizi değiştirdi.)
  4. The proliferation of electric vehicles is important for reducing greenhouse gas emissions. (Elektrikli araçların yaygınlaşması, sera gazı emisyonlarını azaltmak için önemlidir.)
  5. The proliferation of online streaming services has disrupted the traditional television and movie industry. (Çevrimiçi yayın hizmetlerinin yaygınlaşması, geleneksel televizyon ve film endüstrisini altüst etti.)

(Türkçe çeviriler kalın şekilde yazılmamıştır.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.