Progressive İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Progressive Nedir?
Progressive kelimesi “ilerleyen, gelişen, ilerici” anlamına gelmektedir. İngilizcede sıklıkla kullanılan bir sıfattır.
- My parents are quite progressive and open-minded. (İngilizce: Ebeveynlerim oldukça ilerici ve açık fikirlidirler.)
- The new school curriculum includes more progressive teaching methods. (İngilizce: Yeni okul müfredatı daha ilerici öğretim yöntemlerini içeriyor.)
- The company has a progressive policy towards employee benefits. (İngilizce: Şirket, çalışan hakları konusunda ilerici bir politika izliyor.)
- She is known for her progressive views on social issues. (İngilizce: O, sosyal konularda ilerici görüşleriyle tanınıyor.)
- The new mayor promised to bring progressive changes to the city. (İngilizce: Yeni belediye başkanı, şehre ilerici değişiklikler getireceğini söz verdi.)
- I appreciate the progressive attitude of my colleagues towards diversity. (İngilizce: Çalışma arkadaşlarımın çeşitlilik konusunda ilerici tutumlarından memnunum.)
- The progressive tax system aims to reduce income inequality. (İngilizce: İlerici vergi sistemi, gelir eşitsizliğini azaltmayı hedefliyor.)
- He is a progressive thinker who believes in the power of education to bring positive change. (İngilizce: O, pozitif değişiklikler getirmek için eğitimin gücüne inanan ilerici bir düşünürdür.)
- The progressive rock band’s music is known for its complex rhythms and unusual time signatures. (İngilizce: İlerici rock grubunun müziği, karmaşık ritimleri ve sıradışı zaman imzalarıyla tanınır.)
- The company’s progressive policies have helped it attract and retain top talent. (İngilizce: Şirketin ilerici politikaları, en iyi yetenekleri çekmesine ve elde tutmasına yardımcı olmuştur.)
- The progressive party’s platform includes policies to address climate change and income inequality. (İngilizce: İlerici partinin platformu, iklim değişikliği ve gelir eşitsizliğiyle ilgili politikalar içermektedir.)
- She was praised for her
progressive approach to managing the company’s resources. (İngilizce: Şirketin kaynaklarını yönetme konusundaki ilerici yaklaşımı nedeniyle övüldü.)
13. The progressive education system emphasizes critical thinking and problem-solving skills. (İngilizce: İlerici eğitim sistemi, eleştirel düşünme ve problem çözme becerilerine vurgu yapar.)
- The progressive movement in politics seeks to promote social justice and equality. (İngilizce: Politikadaki ilerici hareket, sosyal adalet ve eşitliği teşvik etmeyi amaçlar.)
- The company’s progressive culture values diversity and inclusivity. (İngilizce: Şirketin ilerici kültürü, çeşitliliği ve kapsayıcılığı değer verir.)
- The progressive approach to healthcare emphasizes preventative measures and holistic treatments. (İngilizce: Sağlık hizmetlerinde ilerici yaklaşım, önleyici tedbirler ve bütüncül tedaviler üzerinde durur.)
- The progressive stance on immigration advocates for a pathway to citizenship for undocumented immigrants. (İngilizce: Göçmenlik konusundaki ilerici duruş, belgesiz göçmenler için vatandaşlık yolunun açılmasını savunur.)
- The progressive candidate’s campaign platform focuses on affordable housing and healthcare for all. (İngilizce: İlerici adayın kampanya platformu, herkes için uygun konut ve sağlık hizmetleri üzerinde odaklanır.)
- The progressive policy of free education for all has been implemented in some countries. (İngilizce: Herkes için ücretsiz eğitim ilerici bir politika olarak bazı ülkelerde uygulanmaktadır.)
- The progressive approach to criminal justice focuses on rehabilitation and reducing recidivism. (İngilizce: Ceza adaletindeki ilerici yaklaşım, rehabilite edici tedbirler ve tekrar suç işleme oranını azaltmaya odaklanır.)
Hemen Yorum Yaz