Prognosticate İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Prognosticate İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Prognosticate (öngörmek, tahmin etmek)

Prognosticate, bir olayın ya da durumun gelecekte nasıl olacağına dair tahminde bulunmak anlamına gelir.

1. I prognosticate that it will rain tomorrow. (Yarın yağmur yağacağını öngörüyorum.)
2. The economist prognosticated a recession for the coming year. (Ekonomist, önümüzdeki yıl için bir resesyon öngördü.)
3. I can prognosticate that he will be late again. (Onun yine geç kalacağını tahmin edebilirim.)
4. The psychic attempted to prognosticate the winner of the race. (Medyum, yarışın kazananını tahmin etmeye çalıştı.)
5. The meteorologist prognosticated a strong storm in the area. (Meteorolog, bölgede güçlü bir fırtına öngördü.)
6. The fortune teller tried to prognosticate my future. (Falcı, benim geleceğimi tahmin etmeye çalıştı.)
7. The doctor could not prognosticate the outcome of the surgery. (Doktor, ameliyatın sonucunu öngöremedi.)
8. He is always trying to prognosticate the stock market. (O, her zaman hisse senedi piyasasını öngörmeye çalışıyor.)
9. The analyst prognosticated a drop in sales for the company. (Analizci, şirketin satışlarında bir düşüş öngördü.)
10. The psychic prognosticated that I would meet someone special soon. (Medyum, yakında özel biriyle tanışacağımı tahmin etti.)
11. I can prognosticate that the meeting will be delayed. (Toplantının gecikeceğini tahmin edebilirim.)
12. The economist prognosticated a boom in the housing market. (Ekonomist, konut piyasasında bir patlama öngördü.)
13. The doctor prognosticated a full recovery for the patient. (Doktor, hastanın tamamen iyileşeceğini tahmin etti.)
14. The weatherman prognosticated a heatwave for the next week. (Hava durumu sunucusu, önümüzdeki hafta için bir sıcak hava dalgası öngördü.)
15. The psychic tried to prognosticate the winner of the election. (Medyum, seçimin kazananını tahmin etmeye çalıştı.)
16. I can prognosticate that traffic will be heavy during rush hour. (Trafik yoğunluğunun iş saatlerinde artacağını tahmin edebilirim.)
17. The analyst prognosticated a rise in profits for the company. (Analizci, şirketin karlarında bir artış öngördü.)
18. The psychic prognosticated that I would receive good news soon. (Medyum, yakında iyi haberler alacağımı tahmin etti.)
19. The economist prognosticated a drop in the unemployment rate. (Ekonomist, işsizlik oranında bir düşüş öngördü.)
20. The doctor

prognosticated a possible complication in the patient’s recovery. (Doktor, hastanın iyileşmesinde olası bir komplikasyon öngördü.)