Privation İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Privation İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Privation Nedir?

Privation, bir ihtiyacın veya gereksinimin karşılanmaması durumunu ifade eden bir kelime olarak kullanılır. Bu kelime, temel ihtiyaçların karşılanmaması, yoksulluk, açlık, susuzluk, barınma eksikliği, eğitim eksikliği vb. durumları ifade eder.

Örnek Cümleler:

  1. Privation of basic needs such as food, water, and shelter can lead to serious health issues. (Temel ihtiyaçların karşılanmaması, yani gıda, su ve barınak eksikliği ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir.)
  2. Children living in poverty often suffer from privation of education. (Yoksulluk içinde yaşayan çocuklar, sıklıkla eğitimden yoksun kalırlar.)
  3. The refugees faced privation of basic necessities due to the lack of resources. (Mülteciler, kaynak eksikliği nedeniyle temel ihtiyaçların karşılanmamasıyla karşı karşıya kaldılar.)
  4. The privation of sleep can have a negative impact on mental and physical health. (Uyku eksikliği, zihinsel ve fiziksel sağlık üzerinde olumsuz bir etkiye sahip olabilir.)
  5. The prisoners were subjected to privation of basic human rights. (Mahkumlar, temel insan haklarından yoksun bırakıldı.)
  6. The drought caused privation of water and food for the villagers. (Kuraklık, köylülerin su ve yiyecek ihtiyaçlarını karşılamamasına neden oldu.)
  7. The homeless people experience privation of shelter, warmth, and safety. (Evlerinden yoksun olan insanlar barınak, sıcaklık ve güvenlik ihtiyaçlarından yoksun kalırlar.)
  8. The prolonged power outage led to privation of communication and transportation. (Uzun süren elektrik kesintisi, iletişim ve ulaşım ihtiyaçlarından yoksun kalınmasına neden oldu.)
  9. The soldiers had to endure privation of sleep and proper nutrition during their mission. (Askerler, görevleri sırasında uyku ve düzenli beslenmeden yoksun kalmak zorunda kaldılar.)
  10. The prisoners protested against the privation of their basic rights. (Mahkumlar, temel haklarından yoksun bırakılma durumuna karşı protesto ettiler.)
  11. Some people experience privation

    of love and emotional support in their relationships. (Bazı insanlar ilişkilerinde sevgi ve duygusal desteğin eksikliğini yaşarlar.)

  12. The war led to privation of healthcare and medical supplies for civilians. (Savaş, sivillerin sağlık hizmetleri ve tıbbi malzemelerden yoksun kalmasına neden oldu.)
  13. The pandemic caused privation of social interaction and personal freedom. (Pandemi, sosyal etkileşim ve kişisel özgürlüklerin eksikliğine neden oldu.)
  14. The refugees fled their country to escape the privation of safety and security. (Mülteciler, güvenlik ve korunma ihtiyaçlarından yoksun kalmamak için ülkelerinden kaçtılar.)
  15. The homeless people face privation of hygiene and sanitation facilities. (Evlerinden yoksun olan insanlar hijyen ve sanitasyon tesislerinden yoksun kalırlar.)
  16. The lack of financial resources can lead to privation of access to quality healthcare. (Finansal kaynakların eksikliği, kaliteli sağlık hizmetlerine erişimde yoksun kalmaya neden olabilir.)
  17. The workers went on strike to protest against the privation of fair wages and working conditions. (İşçiler, adil ücretler ve çalışma koşullarından yoksun bırakılmaya karşı greve gittiler.)
  18. The lack of internet access can lead to privation of education and employment opportunities. (İnternet erişiminin eksikliği, eğitim ve istihdam fırsatlarından yoksun kalmaya neden olabilir.)
  19. The flood caused privation of basic necessities such as food, water, and electricity. (Sel, gıda, su ve elektrik gibi temel ihtiyaçların karşılanmamasına neden oldu.)
  20. The prisoners were subjected to privation of exercise and outdoor activities. (Mahkumlar, egzersiz ve açık hava etkinliklerinden yoksun bırakıldılar.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.