Prick İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Prick Nedir?
Prick İngilizcede “iğne batırmak” veya “çimdiklemek” anlamlarına gelir.
Örnek Cümleler:
- She accidentally pricked her finger while sewing. (O dikiş dikarken yanlışlıkla parmağını iğneledi.)
- He pricked his thumb on a thorn. (O bir diken üzerine başparmağını batırdı.)
- I felt a sharp prick in my foot. (Ayak parmağımda keskin bir batma hissettim.)
- The cactus pricked me when I brushed against it. (Kaktüsüne dokunduğumda beni çimdikledi.)
- She pricked her ears up when she heard the sound. (Ses duyduğunda kulaklarını dikti.)
- The doctor pricked my finger to check my blood sugar. (Doktor kan şekerimi kontrol etmek için parmağıma iğne batırdı.)
- The dog pricked up its ears when it heard a noise. (Köpek bir ses duyduğunda kulaklarını dikti.)
- He pricked his skin with a needle to test his reaction. (Reaksiyonunu test etmek için derisine iğne batırdı.)
- The rose thorn pricked her finger. (Gül dikenleri onun parmağını çimdikledi.)
- I had a sudden prick of conscience and decided to apologize. (Aniden vicdan azabı hissettim ve özür dilemeye karar verdim.)
- The chef pricked the cake with a toothpick to see if it was done. (Şef kekin pişip pişmediğini anlamak için kürdanla iğne batırdı.)
- The child pricked the balloon with a pin and it burst. (Çocuk balonu iğneyle çimdikledi ve patladı.)
- The mosquito pricked my skin and left a red bump. (Sivrisinek derime iğne battı ve kırmızı bir kabarcık bıraktı.)
- She felt a prick of envy when she saw her friend’s new car. (Arkadaşının yeni arabasını görünce kıskançlık hissetti.)
- He pricked his finger with a safety pin to stay awake during the boring lecture. (Sıkıcı derste uyanık kalmak için güven
lik pimiyle parmağını çimdikledi.)
- The doctor pricked the patient’s arm to administer a vaccine. (Doktor aşı yapmak için hastanın koluna iğne batırdı.)
- He felt a prick of sadness when he saw the old family photos. (Eski aile fotoğraflarını görünce hüzün hissetti.)
- The cactus prick can be very painful if you’re not careful. (Kaktüs çimdiklemesi dikkatli olmadığınız takdirde çok acı verici olabilir.)
- The athlete pricked his arm with a needle to take a blood sample. (Sporcu kan örneği almak için koluna iğne batırdı.)
- The rose bush pricked me when I reached for a flower. (Çiçek koparmak için uzandığımda gül ağacı beni çimdikledi.)
Türkçe Karşılıkları:
- O dikiş dikarken yanlışlıkla parmağını iğneledi.
- O bir diken üzerine başparmağını batırdı.
- Ayak parmağımda keskin bir batma hissettim.
- Kaktüsüne dokunduğumda beni çimdikledi.
- Ses duyduğunda kulaklarını dikti.
- Doktor kan şekerimi kontrol etmek için parmağıma iğne batırdı.
- Köpek bir ses duyduğunda kulaklarını dikti.
- Reaksiyonunu test etmek için derisine iğne batırdı.
- Gül dikenleri onun parmağını çimdikledi.
- Aniden vicdan azabı hissettim ve özür dilemeye karar verdim.
- Şef kekin pişip pişmediğini anlamak için kürdanla iğne batırdı.
- Çocuk balonu iğneyle çimdikledi ve patladı.
- Sivrisinek derime iğne battı ve kırmızı bir kabarcık bıraktı.
- Arkadaşının yeni arabasını görünce kıskançlık hissetti.
- Sıkıcı derste uyanık kalmak için güvenlik pimiyle parmağını çimdikledi.
- Doktor aşı yapmak için hastanın koluna iğne batırdı.
- Eski aile fotoğraflarını görünce hüzün hissetti.
- Kaktüs çimdiklemesi dikkatli olmadığınız takdirde çok acı verici olabilir.
- Sporcu kan örneği almak için koluna iğne batırdı.
- Çiçek
Hemen Yorum Yaz