Prevarication İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Prevarication İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Prevarication Nedir?


Prevarication, doğruyu söylemekten kaçınmak veya gerçeği çarpıtmak anlamına gelen bir kelimedir.

Örnek Cümleler:

  1. I can’t trust him because he’s always prevaricating. (Ona güvenemiyorum çünkü her zaman gerçekleri çarpıtıyor.)
  2. Politicians are notorious for prevaricating when they are asked direct questions. (Politikacılar doğrudan sorulduğunda prevarikasyon yapmakla ünlüdürler.)
  3. She was accused of prevarication during the investigation. (Araştırma sırasında prevarikasyonla suçlandı.)
  4. The CEO’s prevarication caused the company’s downfall. (CEO’nun gerçekleri çarpıtması şirketin çöküşüne neden oldu.)
  5. His prevarication made it difficult for us to make a decision. (Onun gerçekleri çarpıtması karar vermemizi zorlaştırdı.)
  6. Prevarication is not acceptable in a court of law. (Prevarikasyon, bir mahkeme salonunda kabul edilemez.)
  7. The suspect’s prevarication only made the detective more suspicious. (Şüphelinin prevarikasyonu sadece dedektifi daha şüpheli hale getirdi.)
  8. It is important to be honest and avoid prevarication in relationships. (İlişkilerde dürüst olmak ve prevarikasyondan kaçınmak önemlidir.)
  9. The prevarication of the witness was revealed during cross-examination. (Tanığın prevarikasyonu çapraz sorguda ortaya çıktı.)
  10. She resorted to prevarication to avoid taking responsibility for her actions. (Eylemlerinden sorumlu olmaktan kaçınmak için prevarikasyona başvurdu.)
  11. The company’s prevarication about their financial situation led to investor distrust. (Şirketin mali durumu hakkındaki prevarikasyonu yatırımcıların güvensizliğine neden oldu.)
  12. The prevarication in his statement was obvious to everyone. (Açıklamasındaki prevarikasyon herkes tarafından açıkça fark edildi.)
  13. We need to hold our leaders accountable for any prevarication. (Herhangi bir prevarikasyon için liderlerimizi sorumlu tutmamız gerekiyor.)
  14. Prevarication only causes more problems in the long run. (Prevarikasyon sadece uzun vadede daha fazla soruna neden olur.)
  15. She tried to prevaricate by changing the subject, but we didn’t let her. (Konuyu değiştirerek prevarikasyon yapmaya çalıştı ama buna izin vermedik.)
  16. The prevarication in his story was exposed by the evidence. (Hikayesindeki prevarikasyon kanıtlar tarafından ortaya çıkarıldı.)
  17. Journalists have a responsibility to uncover prevarication in public figures. (Gazetecilerin toplum figürlerindeki prevarikasyonu ortaya ç

ıkarma sorumluluğu vardır.)
18. Prevarication is a sign of weakness and lack of integrity. (Prevarikasyon, zayıflık ve dürüstlük eksikliğinin bir işaretidir.)

  1. The company’s prevarication about their environmental impact was exposed by investigative journalism. (Çevresel etkileri hakkındaki şirketin prevarikasyonu, araştırmacı gazetecilik tarafından açığa çıkarıldı.)
  2. It is important for individuals to take responsibility for their mistakes instead of resorting to prevarication. (Prevarikasyona başvurmak yerine, bireylerin hatalarından sorumlu olmaları önemlidir.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.